aksamPencerenin önüne oturmuş ayakkabılarını değiştiriyorsun. Akşam güneşi kısa siyah saçlarına vurup bana boynunu gösteriyor. Üzerine batan güneş bakışlarımı peşinden sürüklüyor; Omuzlarından ellerine, ellerinden dizlerine, ışığı senden alıp bana taşıyor. Bu seni ilk görüşüm, bu anın içinden çıkmak istemiyorum. Güneşin gözlerime gösterdiği en güzel tesadüfe bakıyorum. Kalkıp yanındakilerle konuşuyorsun. Önce dudakların sonra gözlerin gülüyor. Işıldayan yüzün belleğime deyip içimi ısıtıyor; bende gülümsüyorum. Bir parçacık daha istiyorum senden, yaklaşıyorum tatlı serinliğine Şimdi yanında aynı pencerenin önünde tam yanındayım. Bir öpüş mesafesinde... Bana dönüp ’meraba’ diyorsun ılık bir sabah gibi |