Okyanus kadar aş(k) kendin/i/e
Kaptan gene aynı pirinç
Kurutulmuş balık Bıktık artık; Bize vadettiğin Zengin ülkenin kıyıları, Söyle nerde. Dinleyin hey kısa zevklerin prensleri Bu hırçın dalga daha yeni Üç gün bile olmadı çıkalı Deniz hemen vermez, her istediğini Sabırla beklemeli Suratlarda haşin, sert bir rüzgar Umut yüreklerde erimekte Yorulan yürek, Bunca derde bulanmış; Vurdukça geçen zaman Ta içlerini titretmekte. Kaptan: Kendi ile bir barışta değil, Müthiş bir savaş sürmede. İçin için kendini yakmakta bu ateş. Bunu bilse şüphe ve korku tayfası, Yakacak tüm gemiyi, Bir saniye bile düşünmeden; Koskoca su bile söndüremeyecek. Kaç zaman geçti fırtınalarda, Ne kaptan vazgeçti direnmekten, Ne tayfalar diş bilemekten. Ama zafer inananlar içindi. Lider olmak tüm cesareti bir yürekte toplamak, Herkesten çok korkarken, Şüphe etmeden; İleri diyebilmekti. Karanlık fırtınalı geceler Tatlı suyun, tuzlu suyula karıştığı Gözlerde umudun bittiği anda, Karanlığın en son noktasında Kara göründü, Sabrı kadar büyüdü kaptan, Haklıydı. Büyük kaptanlar gibidir, Mutluluk yolunun yolcusu. Engeller, zorluklarla eştir Gelecek mutluluk. Bir zaman içinde piştikçe sevgin, Bilirsin sevginde büyür Aşk kaptan olmaktır okyanusta ve büyümek onunla (Kasım 2009) |