DÜŞSEL VEDA...........Şiir/Düş çelişkisiyle yoğunlaşan şairlerin yaşamdan intihar yoluyla kopuşlarının anatomisi... Şair, yaşamın temeline protestodur Çığlık çığlığadır, derinden Dizeler sıralar, şiirce Sevinin ve tutkunun en güzel yerinden... Duygudan doğan gülüşte büyürken Birey, kurgudan ötedir, düşte Derince, yeterince... İntihar, kaç asırlık çözüm ki inanılası? Mayakovski’nin, Yesenin’in teninden özge Bir su damlası, bir dokunuş, bir ürperti Sonra tütün, sonra duman Korku, en yabansı Ürküten yalnızlıklarda dizge Teslimiyet ve gece Sessizce... Ses Sessiz ve iz Sizce Masumiyet öteye açılan penceredir gizlice... Şafak yangınlarında bir avuç uçurum Derince Yüreği kanıyor Pavesa’nın Ezgin ve nice... Şiirce sızı / ince İç yaşamdan kaçıyor Neruda Her çelişkiden Evrence, ödünsüzce... Şiir; yaratı, sözcük bahçelerinden devşirilen özgürlük Aykırı bir us’ta düş Özgünce, devingen Öz/günce üretiş Var oluş, belleğin imgelerinde Kişisellikte düş Eylemsizce... Camus ve itiraf Öldürmektir bir anlamda kendini İçsellikten soyutlayarak bilinçsizce... Kaybolur kimlik, kopan düştür zamandan Şiir kalır geriye Celan’dan ’Zaman Kırmızısı Dudaklarla’. ’Düşü Ne Biliyorum’ da ölümsüzleşiyor, Marmara O andan bir nefes önce Son yaprakları savuruyorken zaman Bir klavsenin sesi duyuluyor sinsice... Yokluk, kapanan bir perdedir, gizlice... Necdet Arslan |
Çığlık çığlığadır, derinden
Dizeler sıralar, şiirce
Sevinin ve tutkunun en güzel yerinden...
TEBRİK EDERİM KALEMİNİZİ..