İSTANBUL BENSİZ, LAHEY SENSİZ ...sınırlar ötesi ayrılık yürekleri yakar kaç dağ ardı saklanır sevdamız nice dereler, çaylar, nehirler akar turnalarda göçüp gider uzaklara gözyaşı ile sulanır karanfiller dökülür ’ah’larımız Okyanus’a bazen de Marmara’nın gizli koylarına... yelkenler yenik düşüyorken rüzgarlara martıların siyahi bakışları ürkütür kurbanlıklara vedadır yaşanmışlıkları çaresiz sırat köprüsünde can çekişirler kızıllık çökerken masmavi gökyüzüne peygamber çiçekleri üşür bayram sabahına!.. bayramdır adı unutulmuşlukların gülüşlerde bile öfkeler gizlidir sinsice hayra geçmeyen çingenelikler fukaranın yok sayıldığı bir şehirde Eyüp Sultan mekandır zengin sosyeteye cüzdanlardaki kalınlığa göredir dualar!.. besmelesiz aşkların piyerloti’sinde avazlar çıktığınca haykırsalarda bir rüyadır özlemle buselerine sarılışım ötelerde gemiler batarken kanar yalnızlığım elleri öpülesi yar çok mu ağladın sen İstanbul’un bensiz, lahey’in sensiz kalışına !.. karatrenler raylarda kıvrılıp kalmazsa alabora olmazsa gemiler sabır taşımı çatlatmadan sabahı etsem bıraktıklarıma bakmadan çekip geleceğim bu son bayram ayrılığımız olsun yıllara sakladığım bayramlar neşeyle dolsun!.. Zafer Direniş ... 28 Kasım 2009 12.00 Cumartesi lahey |