DOLUNAYDA BİR GECEİşin aslı… Sen ne zaman, gidiyorum desen… Bilirim ki o vakit, bir falsonun üzerini örtüyorsun… … Ah bir bilsem… Gidiyorum derken için sızlıyor mu? Ya da sızlar mı hiç? Dudaklarını terk ederken, zalimin zulmünü utandıran cümleler… Fermanı olurken, nihayetine en güzel hislerimin, Ben mi görmezim gözlerin mi saklıyor yağmurlarını? Yoksa… Yoksa Aşk’ın mı kör etti beni? Bak şimdi bir adam ağlıyor. Bu Aşk’a “ar” şehrin ortasında, Bir sevda yatıyor. Bu düşman şehrin dar sokaklarında… Ve akortsuz her söz ayrılığa gebedir. Çılgınca koşarken hırçın bir atın ayaklarında Bilirsin yetim düşlerimizin tek sebebidir. Asılsız beyanların yeşerdiği o kıvrak organizma… Sen bilir misin, hiç yaşadın mı sahi böyle bir acı/yı? Yüreğinden başlayıp, yürüdü mü tüm bedenine otantik bir sancı… Elbet şarkılar hüzünlüdür. Ama bir kuş sesine, rüzgârın uğultusuna hüzünlenip, Yağsız bir kapı gıcırtısına, ağlamaklı oldun mu hiç? Dolunayda bir gecenin sessizliğine oturup, Bir mevsimden diğerine, soluksuz… Hıçkırarak, ağladın mı hiç? Yağmur eşliğinde, omuzların çökerek, Can çekişen bir sevdanın vebalini üstlenerek… Ve… Koşulsuz darağacına gönüllü çıktın mı? Bir tebessüme ömrünü adayıp, yaktın mı? Şimdi biz, zamansız bir ayrılığa yenik, iki hükümlü Şimdi ikimiz, sonsuz bir bekleyişin içindeki ölümlü… Ve vuslat… Özünü yitirmiş bir hayal artık… Celal Şahbaz (yorgunkalem) |
"Çılgınca koşarken hırçın bir atın ayaklarında
Bilirsin yetim düşlerimizin tek sebebidir.
Asılsız beyanların yeşerdiği o kıvrak organizma…
Sen bilir misin, hiç yaşadın mı sahi böyle bir acı/yı?
Yüreğinden başlayıp, yürüdü mü tüm bedenine otantik bir sancı…
Elbet şarkılar hüzünlüdür.
Ama bir kuş sesine, rüzgârın uğultusuna hüzünlenip,
Yağsız bir kapı gıcırtısına, ağlamaklı oldun mu hiç?"
BU NASIL BİR DOKUNUŞ. KAYBOLDUM MISRALARDA..
ÇOK BAŞARIL BİR ÇALIŞMA .SAYGILAR..