Güneşleri çaldık yarınından Sultan sandık kendimizi Ayak bastığımız toprağı unutup hayat bizim sandık Nefis tahtına kuruldukça kudurduk miras bıraktık sevinci güvencesi alınmış yarınları Birkaç günlük yaşamı sandık bin yıl Ölümü ıskalayan ölümsüzlüğe yazamadık insanlığı Benlik çekiçleriyle vurdukça kanattık kader yazgımızı
Söz düştü de kalem düşüremedik Alacaklarımıza hırslanıp kurşunladık Al ile buladık aklayamadık kirli beyazı Kıskandık bedenimizde büyüttüğümüz fideleri Bir verdik bin aldık kuruttuk çiçekleri Nesilden nesile aktardık utanmazlığı
Utanıyorum çocuk bakma derin derin Soruların keskin kılıç Gözlerim düşüyor cevap veremiyor dilim Küçüldükçe küçülüyorum karşında
Gözlerimin derinliğine bakma çocuk Utanıyorum kendimden Hangi su hangi sabun arıtacak söyle İnsanlığın karasıyla kirlendikçe kirleniyor Ölüm sarkaçlı bakışın toplarken maviyıldızları Utanıyor yüreğimin kiri yüzüne baktıkça
Görkemli masaların gölgesinde kaldı açlık Ben bilirim namlusunu alnına dayayarak Zehir ettik sokak oyunları
Bakma gözlerime derin derin çocuk Her bakışın kırık bir ayna Acıtır içimi gözlerin kalır rüzgarımda Islanır yüzüm kan kızılı yaşlarınla Sorun sorum oldu olmadı duyan Tiner kokulu yaşdaşların suçlusu kim
Yüklenmesin üç kuruş bir lokma hesabı Koşturmasın sokakları Tekme tokat baba korkusu elinde simit tepsili çocuk Satılık olur mu teninden kopan can öz Yoksulluğun ahlaksızlığıyla işlenmiş gelinlik küçük bedenlerde
Haklısın sabahsız gecelerin çocuğu Seninle yeşerecek bahar olacak gelecek Töre terör savaşlarda neden erir insanlık
Gözlerini kısarak bakma çocuk Bakışınla düşer önüme binlerce fer Sorar her biri Çelik çomak tutacak elimde tüfeğin işi ne Elimde bomba yüreğimden gözlerimi uzaklaştırdınız Kuruttunuz yüzdürdüğün kağıt yelkenli suları Topaca ip diye çocukluğumu sarıp kobay yaptınız Kestiğiniz güneşimi mey yapıp Çizdiğiniz karanlığıma hayal kadehimi kaldırıp İhanetin pimini bakışımda çekip Kaç kez gömdürdünüz ölümleri
Kokla insanlık kokla kan kokulu ten çiçeğini Şimdi onlar senin eserin Umut tarlalarında her biri mayın gülü Savaş çığlıklarında çocuklar asker şimdi Gündüzlere dargın gülüşüyle Savaş meydanlarında arar bilyelerini
Yağdırma bakışlarını çocuk Kaçarcasına utanırım sitemkarından Cevapsız sorularınla ahın düşer zamana Sürüklendikçe sürüklenir çağlar boyu Gözyaşında erir hecelerini bile unutmuş hak hukuk
Karanlık korkuyu delmek için Beyaz düşlere dalmak için çaldık rüyaları Mor halkalarla süsledik ay şavklı suları Neonlu rakamlı paranın kölesi olduk Bir bina için yıktık bin yıllık ağacın gövdesini
Avuçlarından kaydı umudun,yakalayamadık Tozlu rüzgarlara savurduk yalan avunmaları Engebeli yollara sürdük sizleri Yaktığımız hak küllerinden diktik büstünüzü Çocuk hakları demokrasi diye gerindikçe gerindik Sararttık geleceğinizi
Sağlıklı yaşam dedik yaktık ormanları Zırhını delercesine depoladık hormonları Çiçek tozunu rüzgara savurup Şekerden bal özü deyip kandırdık arıları
İlk şiir gibi gün yüzün düşse de hayatıma Tezgahında umut örerken göz yaşların Konuşur gerçekler Gerçek yüzümü görürüm masum yüzünde Başını eğme çocuk Asıl başını eğecek bizleriz
Çelik kepçeli nitelikli ağızlarda meze olmuş istekler Yaşamın doyumsuzluğunda Kaşıklanan hayatlarla şişmiş göbekler Arada bir göz süzer rolün başrol olsa da Çürümeye yüz tutmuş paslı sözlerle anılır yaşamın
Aşkta vefa can bedenimi terk etse de Gaflet uykulara yumsa da gözlerim Elem şurubun gırtlağımı yaksa da Gözlerinle diktiğin soruların deler yüreğimi Kekeler sözlerim seni sana anlatamam
Utanç duvarımı yıkıyor enkaz göz yaşlarım Duydukça insanlığımdan utanıyorum Unutturulmak istenircesine sarılıyor gece örtüsüne Hakkının yanı sıra bedenine yapılan tecavüzler
Sessizliğime sarılan sorgularım isyanda Özür diliyorum senden çarenin çaresizliğindeyim Gözlerimin içine bakma çocuk Taşlara dönmüş yüreklerde asıl cevabın
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ceyhun Atuf KANSU' nun ((((DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ))) diye mükemmel bir şiir vardır, Türk şiirinin en önemli ÖĞRETMEN şiirlerindendir. Bir öğretmenin dilinden çocuklara sesleniştir o şiir...
Evet, Bugün öğretmenler günü... Özellikle bu sitede bir çok öğretmen şiiri okudum... Kimisi öğretmeni ve aydınlanmayı-eğitim ve öğretimi övüyordu, kimisi de öğretmenin maaş dahil bir çok sorununu dile getiriyordu. Ama, NURTEN TARIM'ın ben kalemine ve şiir diline, tarzına, üslubuna güvenirdim hep. yanılmadım da... Kendisinin de öğretmen olduğunu sanmaktayım...
Bu şiir, Evet bu şiirle NURTEN TARIM, (((Dünyanın Bütün çiçekleri))) şiirinin günümüzdeki versiyonunu, bir öğretmen dilinden söylemini YANSITMIŞ... Oldukça UZUN olan bu şiir BENCE GÜNÜN ŞİİRİ OLMAYA LAYIKTIR... Bir öğrtemen dilinden öğretmenin çok sevdiği memleket evlatlarına sesleniştir bu...
Devasa bir öğretmen yüreğinin mısralanışıdır bu şiir...
Tebrikler, Teşekkürler, selamlar, saygılar...
MustafaCeylan tarafından 11/24/2009 1:29:11 AM zamanında düzenlenmiştir.
kutlarım yazan yüreği