19
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
3881
Okunma
Memleketim sorsan, bir umman ili
Avradı erkektir, herifi deli
Çaylığı süpürge, fındığı çalı
Yetimsin, öksüzsün, üvey Trabzon
Kemençe çalınca başlar horona
Nasıl anlatayım, bilmem sorana
Getir el basayım, Mushaf Kuran’a
Hocasın, hafızsın, papaz Trabzon
Kâh deniz, kâh orman yoktur ovası
Sanki “Bolubeyi”, bitmez havası
Çokları gurbette, ekmek davası
Garipsin, mahzunsun, hüzün Trabzon
Nüfusu hep “Trabzon” taraftarıdır
Şampiyonluk hepsinin hayalidir
Taraftar değil de, sanki validir
Hayırsız, vefasız, hırçın Trabzon
Mısır unu yoksa o yemek olmaz
Halis tereyağ, tadına doyulmaz
Yemediysen “guymak” doydun sayılmaz
Ekmeğim, suyum, tuzum Trabzon
Hamsiyi saymazsam, hatırı kalır
Karalâhanadan çorba yapılır
Mısır püskülünden duman tütülür
Efkârım, gamım, keyfim Trabzon
Hasır bileziğin, hep alın teri
El işi tabancan, var mı benzeri
İki fıkra “dedum”, sildim kederi
Kahkaham, gülüşüm, nazım Trabzon
Uşakların ismi hep Temel, Dursun
Fadime’m, Emine’m, hayaller kursun
Dünyada sevenler, seveni alsın
Erkan’ım, Volkan’ım, sözüm Trabzon
Seni anlatmaya dilim “afkurur”
Nefesin tüketir, beyhude durur
Gurbet ellerinde İsmet’ im çürür
Kütüğüm, toprağım, taşım Trabzon
İsmet BABAOĞLU
5.0
100% (13)