HÜR
Sokakta yalnızlık vardı
ama elleri gök kadardı sırçadan sarayları cebine zulalamış çöpçü gibi süpürdü tanıyordu ışığı yakan salon beylerini tek laf etmeden akşam akşam uzun bir mızıka sesi duyuldu kısıktı gözleri gecenin sabah gelmek bilmiyordu ızgaralar sıcaktan eridi saçlar yüzünü örttü dürttü onu tekrar yalnızlık geçmek lazımdı azaldı azaldı karınca oldu durdu kapısında ulunun döndü aniden başı tokmağa vurdu baykuş gördü ateşböceği güldü sokak kıvrıldı iç içe ışıklar söndü kedi miyavladı damda 90’lık bir ihtiyar büzüldü üzüldü haline sonra daha uğramadı sokak cevap vermedi nice günler geldi geçti sarayında sırasını bekledi mahzun hür FARUK TABAK |