UYAN! UYAN BE HALKIM! UYAN!
Asırlık köklerimde, bir sürü şaşkın ışkın,
Fışkırıyor yanımda! Çıkışını kesemem. Titrer nârin bedeni, yeli şehvete düşkün, Çıldırıyor önümde! Akışını kısamam. Kök saldığım zamanın, kara gönlü limanı, Melûl bakar yüzüme, arar gözde imânı. Özümden su verdiğim, dalım döküp gümânı, Dolduruyor an’ımı! Bakışını kasamam. İffetli damarımdan, hayâ çekip kanını, Dökülen kabuğunda, gövdem arar şanını! Başımda haçlı devran, kollayıp zor anımı, Saldırıyor günüme! Yıkışına şaşamam. Kökü koptu kopacak, neslim asri bir koyun! Medeniyet ilminde, asra eğdi hep boyun. Sükûnette saklanan, asıl kanlı son oyun, Bildiriyor sonumu! Nakışına basamam. Bu minvâlde gidersem, çoğa kalmaz göçerim Nelerden geçmedim ki; bu elden de geçerim! Atama rest çekene, şu bağrımı açarım, Yıldırıyor canımı! Kokuşuma kusamam! Hâsılıkelâm, uyan! Uyan be halkım! Uyan! Sen ki baba soyusun; varıp özüne dayan. Kalbin çarpıp inançla, millî ülküne boyan Bildiriyor yönünü! Yokuşuna koşamam. 23 Mayıs 2007 15:21 26 Mayıs 2007 22:08 Salih ERDEM / AYDIN |