KafesteydikArnavut kaldırımlı Taş merdivenlerde gece Ökçesiz ayakkabı Eski bir dolmuş rüzgârı sürüklerdi Işıkları sönerdi ahşap evlerin Ve İşkence sarkardı Loş odaların Demir kapılı parmaklıklar ardından Bir çığlık yükselirdi boğaza yakın bir yerde İstavritler vuruyordu karaya Saklamıştım seni içime ay’a vuran yüzünü Yıkılmış ahşap iskele Ayaz da kalırken ayakları Gece içtimasında Yıldız düşerdi mavinin koyundan Sökülür yürek Kafesteydik Aynı parmaklıktan bakan Bölünürdü yüzler Bir yüzün bölünmedi karanlığımda Kaybettiğinde anlarsın kaybedildiğini Kaybetmedik mavim Biraz ıslansak ta ……………Yüreğimin Her kapısı sana açık delicem |