GEÇMİŞE ÖZLEMHiç gecenin bir yarısında Buram, buram terlediğin anda Çıkıp ta bir köy evinin damına Türkü dolandı mı hiç diline Söyledin mi hiç esen yellerle beraber, Göz kırpıp, selam veren yıldızların altında Sadece ay ışığında Etrafına toplayıp konu komşuyu Masal anlattın mı hiç çocuklara… Tek eğlencenin masal olduğu yıllarda Götürdün mü umutlarını Kaf dağının ardına Dövüştürdün mü koskoca devi Keloğlan, keleş oğlanla… Üzeri bezle örtülüp soğumasın diye Kenarda bekletilen demini alsın diye Çay içtin mi hiç, mavi emayeden çaydanlıkla Hüpleye, hüpleye… Babaannen sandığından çıkarıp cevizleri Önüne attı mı? Hepsini sana kırdırıp Artanını da bayramda elceğizleriyle yaptığı Baklavaya kattı mı? Var mıydı mantar tabancan Hem de iki tane mantar alan Daha mantarı takarken Patladı mı hiç elinde… Sıçradı mı elbiselerine, gözüne Annen dedi mi hiç Bakmazsan öyle olur sözüme… Hiç eşeğin sırtına binip Hergün tarlaya gidip Buğday biçtin mi? Köy harmanının olduğu yerdeki pınardan Hiç buz gibi su içtin mi? Akıta, akıta ağzının kenarlarından… Akşam tarladan dönerken köye O uzun hava dolandı mı diline; “Akşam olur tepelerin ardından, Bana gelsen ölür müydün acından” “Yeğin olur bizim elin ekini Top, top olmuş Meyro kızın kekili” Kaybedip te kendini, tarlalarda İçindeki korkuyu yenmek için aslında Gecenin karanlığında Türkü çağıra, çağıra Döndün mü köye… Bazen de buğdayı un yapmaya Gittin mi o suyla çalışan değirmene Saatini kaybettin mi kolundan çıkarıp Dalınca oyuna, Dedenden azar yedin mi hiç Başını önüne eğip… Kuzuları hiç aldın mı eline Hiç baktın mı kömür gözlerine Nasıl sokulur annesine… Sabahleyin kalktın mı hiç ezanla Bal getirdiler mi hiç koskoca sahan la Hiç koyun sütü içtin mi? Daha yeni pişmiş, dışı kapkara kazan da Bazlamayı hiç gevrettin mi? Ocağın kenarın da Doğradın mı gevremiş bazlamayı tarhana çorbasına… Bu anlattıklarımın sonu gelmez Boşuna beklersin İçini burktuysa biraz, Anladım, Bizdensin… Biz emsalsin… Çocukluğunda televizyon bilmeyen, Lastik ayakkabıdan başka, ayakkabı Bayramdan başka yeni elbise giymeyen Her türlü oyuncağını kendisi yapıp Oyunları da kendisi icat edip Oynayan takımındansın… Telden araba yapıp sattıysan, Çamurdan Radyo yapıp Antenini de kurumuş buğday sapından yaptıysan Üstelik, Kendin çalıp, kendin dinlediysen.. Hem de en sevdiğin şarkıları… Gel şimdi bu anlattıklarımla Şimdiki gençliği kıyasla Çocukluğu kıyasla… Evvelden kız çocuklarının bebeği bez di, Al sana! Şimdi her taraf, Barbi, Sindi… Oyun mu oynuyor çocuklar şimdi… Nerede kaldı evliliğin ilk provaları evcilikler, Neredeyse şimdi çocukken evlenecekler… Derler ya hani Tüfenk icat oldu mertlik bozuldu… Teknoloji geldi ama Bana göre Her şey bozuldu… Ne ebemin yaptığı ayran kaldı, ne yoğurt Artık her şey gübreli Ekoloji yi unut… Toprak ana bile bıktı belki Nazlanarak veriyor san ki Önceden TER leyen yoğurt TEREYAĞ olurdu Şimdi marketlerde görüyor çocuklarımız Süt ve yoğurdu… Peki, böyle olması İyi mi oldu… Hayır, hayır… Bana göre hayır… Vücutlar narinleşti, Hastalıklar yerleşti… Herkes midesin den rahatsız Çünkü belli değil çoğunun yediği… Tabiat bize hala veriyor, her şeyi Ama biz bozuyoruz çevreyi… Gençlerimize örnek Nasıl olunacaksa olalım Onları koruyalım… Dünyamızı yıkmayalım, Yeniden yapalım… Bu şiirimde istedim ki Anıları yaşatalım Bu günü Geçmişle kıyaslayalım…. 26.05.2007 Necati ŞİMŞEK Ankara |
Saatini kaybettin mi kolundan çıkarıp
Tebrikler
Göksel Topçu