Felsefe ve Akıl (Zannetme)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Felsefe yoluyla hizmet olur mu?Bu sabah böyle bir soru takıldı her nedense aklıma.
Sorumu yazdım ve tıkladım,tevafuk sorularla Risalei Nur çıktı karşıma. Ve Felsefe ile ilgili aşağıdaki açıklamayı okudum.Şair ve yazar dostlarımla paylaşmak istedim.Ne olursa olsun paylaşmak çok güzel,insana huzur veriyor.Arzu ederseniz buyrun beraber okuyalım.Bu güzelliği ve huzuru beraber yaşayalım. Yunanca hikmet sevgisi anlamındaki bu kelime, insanlığın düşünce tarihi için kullanılmaktadır. Felsefenin başlıca üç bölümü vardır: Ontoloji (varlık), Epistemoloji (bilgi), Değerler Felsefesi (Bu da ahlak ve estetik şeklinde ikiye ayrılır.). Varlık felsefesi, “Varlığın sebebi var mıdır? Eşyanın hakikati nedir?” gibi sorular üzerinde durur. Bilgi felsefesi, “Bilgi nedir? Eşya hakkında kesin bilgiye ulaşılabilir mi? Bilginin kaynakları nelerdir? Bilginin değeri nedir?” gibi soruları ele alır. Ahlâk felsefesi, ahlâkın menşeini, kurallarını araştırır. Estetik ise, sanatla ilgili meseleler üzerinde yorumlar yapar. Görüldüğü gibi, felsefenin araştırdığı konularla dinin ele aldığı meselelerin çoğu çakışmaktadır. Yani, bu konular, aynı zamanda dinin de konularıdır. Ancak, din bunları vahiy merkezli olarak cevaplandırırken, felsefe akıl merkezli olarak bunlara cevap arar. Gerçek şu ki, fizik sahasında akla büyük işler düşerken metafizik sahasında aklın gücü çok azdır. Çünkü akıl henüz kendisinin ne olduğunu tam mânâsıyla anlamış değildir. İslâm Dini, menşeinde vahye dayanmakla beraber, akla çok büyük önem verir. Fakat aklı her şey olarak da görmez. Zira akla dayanan felsefecilerin birbirinden farklı sonuçlara varmaları gösteriyor ki, akıl fizik sahasında bile çoğu zaman yeterli değildir. Metafizik sahada ise akıl yalnız başına fazla bir iş göremez. Görme olayında gören bir gözle beraber bir de ışığa ihtiyaç olduğu gibi, fizik ötesi gerçekleri görmek için de akıl gözüyle beraber vahiy güneşine ihtiyaç vardır. |
kutluyorum