DAHA ÇOK ÇOCUKSUN
DAHA ÇOK ÇOCUKSUN
hala çocuksun koşup oynarken dizlerini acıtır, ağlarsın ansızın on yaşına gelirsin gözlerini hayata dikersin tüm oyunları arkanda bırakarak on beş yaşında büyük insanların arasında olmanın ilk buluşması ile… başın döner yirmi yaşında hayat seni öyle kucaklar ki oyuncaklarını çok özlersin yirmi beş yaşına geldiğinde, artık çocuk olmadığına karar verirsin dünyanın tos pembe renklerini, silersin derken yaş otuz beş olunca şiirin etkisinde kalır yolun sonuna mı geldim dersin yıllar sana: “kırk yaşındasın” diye seslendiğinde üzdüğün insanları ararsın “ne kadar haklıymışlar” diye tahta sandalyede saatlerce düşünürsün sonra bir bakarsın ki : “sen, tekrar çocuklarında yaşıyorsundur” ama onlara kaygılanan sensindir… anlarsın, senin için endişelenen insanların kıymetini zamana, hayata suç atarsın yakalayamadıklarına sessiz kalırsın Yıllar senden alıp gittikleri ve sana bıraktıkları ile böylece akıp gider bir gün, camın pervazında begonyaların olduğu, sararmış tül perdeyi aralarsın caddeden koşturan insanlara bakarsın kulağın geçmişten gelen bir şarkıya takılır ellerin buruşmuş sana, seni hatırlatırken sen, kendine şöyle dersin: “daha çok çocuksun” sesin usulca kulağına fısıldarken hayatta ne kadar çok düşüp, avuçlarının nasıl acıdığını anlarsın.. kırıp geçtiğin dostlarının, kandilleri altında bir mezar taşı dikersin, kabrine elinde sana ait tek kitabınla öylece dura kalırsın hani doğduğunda defter olarak yüreğine verilen… 15 ekim 2009 |
kalemi güzel yüreği güzel şiiri güzel...
tebrik ettim canı gönülden...sevgim selamım namütenahi....