İçimdeki kırılma noktasına üç kala kirazeİçimdeki kırılma noktasına üç kala Uyanıyordum kâbuslardan bu gün bitkin Bugün yorgun ve halsiz nasıl demeli hangi kelimeyi kullansam yetmiyor Yetmiyor ki kırılmalara parçalanmış beden de her uzuv gece resimleri Ve senfoni kurumuş toprakların çoraklığı yüzüm de Bir meltem esiyor kollarından Hüzünlüyüm gecenin kaçıncı çarkında kaçıncı deminde Kaç delik çorabın parmak ucuyum ah bir hatırlayabilsem Sümüğe karışmış gözyaşı elinde yavan bir ekmek Ve elinde bir etek parçası ayna görmemiş yüzü Cam kırığı kesiklerde sallıyordu geceyi ateşiyle Ne kadar sabırsızdı zaman hemen de büyütüyordu küçük bedeni Irgat yetişiyor ve on üçün de bir gebe bir ellinde plastik bebeği Büyümüştün bir çırpıda Çarpılmış yıllar ikiyle Yağmalanan çıkmazlar rutubet kokuyor yakıyordu genzi çürümüş düşünceler İçindeki ölüler dünden kalmış İsyan etmiş fırata Bir avuç kar ve bir damla hadi ıslat dudaklarını Geç kaldı tifo dizanteri Kanatsız sözler uçurum duvar sanki Gecenin büyüsü renginde ıslak pür telaş ve çamur çocuk Gölgesinde saklanmış güneş düşecek birazdan omuzlarına Parlayacak yağlı saçları hadi bir gülüş de sen koy şimdi kan çanağına Dudaklarında sadece bir gülümseme kalsın Leblebi tozu yerken kaç mevsim daha güler umutlara Şimdi kırılma noktasına beş kala Şizofren takılıyordu odunsu kalıplar Gövdelerinin üzerinde başları yoktu yâda vardı da akıllarımı yoktu Bence hem kalıpları hem de akılları yoktu Ne kadar yazık aynı tezgâhın içinde zamanla kendilerine kazık çakacaklardı Yani kısacası hangi kentin hangi dağın eşekleriydik semersiz Ben eşekliğimi bitirdim Sıyrıldım tozlarımdan yıkandım ateşinle piştim aşkınla Kesiktim kesilmiştim sana yazılmıştım Labirenti taş duvarlarım binlerce korkunun kokusu sinmişti Gelincik tarlası ölümdü kıştan sağ çıkacak mı acaba Nadasa bırakılmış nasırlı eller pas tutmuş Sevmek acı çekmekse içinde bende varım kiraze Demek ki aşk böyle bir şey ...........................................KİRAZEM |