CAMDAN SARAYLARSen bilmedin hiç ateş, Bilmedin. Tutsak oldun, yenildin, Yılmadın, Sen gülmedin, Hep güldürdün, Ezen başları ezmeye geldin, Sömüren şerefsizleri gösterdin, Sen, Sen gözleri kan çanağı, Sen, Sen bilmedin, öldürmek nedir? Sen dedin “yaşamak gerek” “Sömüren şerefsizlere hadlerini bildirmek gerek” Sen, Sen kanını harcadın damla, damla, Boşaldı ya oluk gibi ağzından, Hep başkaları için. Ey elleri çatlak, Yüzü ak, Yüreği pek insan! Ey kanıyla gülü açtıran, Kızıl, kızıl, Gel söyle adını, Söyle! Doğudan bir mültecinin elini tut, Çevir dünyayı tersten gücün yeterse, Ve içme suyunu haksızlığın, Püskürt, Ölsen de. Sen, Sen taş sertliğimsin, Sen bildiğim, öğrendiğimsin, Ve karşı koyansın bakışlarınla, Yenensin. Ayakların prangalı, Ellerin kelepçeli, Ve sırtından kan süzüyor, “Düşüncen tutsaklık” deniyor. Sen ey bulut özlemim, Sen can yoldaşım, Sen! Yık camdan saraylarını, Renkleri kırılmasın içinde, Kır ki beyaza hasret ölsünler, Siyahlar içinde. O beyazlar bizimdi, Ve pamuğunda, ipeğinde değil, Taşında yatsınlar doğunun. Ve güneş bize vururken üşüsünler, Sömürmek neymiş görsünler. 12.05.09 KOCAELİ |