Bir yürek bir yüreğe seslenirken Eylülün kurumaz ıslaklığında Bir körpe kadın/ bir koca adam Sevdalarda coşup duran yürekler Yakalanmış aşkın yasaklığında
İki göz bakışırken birbirlerine Her bakış duyguya mana katıyor Bir körpe kadın/ bir koca adam Aşkın doruklarında Bakışlar geceyi aydınlatıyor
Nefesler aşk taşırken birbirinden Suskunluk hasretti gözlerinde Bir körpe kadın/ bir koca adam Koskocaman bir aşk büyütmüşler Kalplerinin orta yerinde
Yüreklere sakladılar masallarını Başka kimse duymaz sandılar Bir körpe kadın/ bir koca adam ve birde Tanrı Bir aşk ateşiydi içine düştükleri Yandılar , yandılar, yandılar
Tenler aktarırken dudaklara sıcaklığı Ter içinde kalmış yatak, ıslak ve şaşkın Bir körpe kadın/ bir koca adam Göze aldılar ki Tanrının gazabını Günahına sarıldılar aşkın
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BİR KÖRPE KADIN/BİR KOCA ADAM şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR KÖRPE KADIN/BİR KOCA ADAM şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ben bu şiire yorum yapmak istemiyorum dostum.............. üzgünüm,kusura bakma.............. kalemini severim bilirsin.......................... sustummm............... sevgilerimle..........................
Tenler aktarırken dudaklara sıcaklığı Ter içinde kalmış yatak, ıslak ve şaşkın Bir körpe kadın/ bir koca adam Göze aldılar ki Tanrının gazabını Günahına sarıldılar aşkın
cok güzel bir siirdi yazdiran yüregine yazan kalemine saglik saygilar.
Sayın Coşari nin eserlerini severek okuyan biriydim. Ben bu şiiri beğenmedim. Siirsel de bulamadım...
Şair ve beğenen okuyucular kusuruma bakmasınlar ama! Şiirde çıplaklık estetikle güzeldir. Oysa ben bu şiiri okuduğumda estetik bulamadım. Hatta biraz porno gibi de bulduğumu itiraf etmeliyim..... Körpe kadın (cık) lar daha ne kadar malzeme edilecek he rtürlü gayeye??? asıl bunu sorgulamak lazım. şiir adı altında bile olsa kadınla riçin çok yakışıksız bir ifadedir bu.
ÜZGÜNÜM.....
ve sevgili ZERRE dostuma da katılıyorum.... Şiirde de olsa, tanrı kelimesi soğuk itici ve itibarsız geliyor bana.... Hani o helvadan yapılanlar gibi.......
KargülüALMILA tarafından 11/6/2009 6:32:59 PM zamanında düzenlenmiştir.
bu şiirden anladığım kadarıyla maksat bir genç kızı körpe kuzu körpe sebze meyve gibi görüp aşkı nefse indirme çabası var sanki aşk nefsi tatmin etmek değil gönlü doyurmak sevdiğine kavuşmak olmalıdır.oysa burda kadın alet nefsi köreltme amaçlı gibi görülmüş. ve en önemli noktalarından biriside zinayı hoş görüp günahlara sarılmakla ahlaki ve imanı hiçe saymıştır
.Allahın 99 ismine biz müslümanlar olarak esmaül hüsna deriz ki bu esmaül hüsna içinde tanrı kelimesiyle ilgili bir isim bulamazsınız. tanrı kelimesi eski çağlarda Allah dışındaki yaratıcı addedlen putlara verilmiş ilahi bir sıfat kazandırılmaya çalışılmıştır.
Bu şiiri uzun zaman önce yazmıştım. Şiiirm şaire hitaben değil, konuya hitaben buraya alınmıştır.
saygımla:
CANIMA DÜŞEN YAR!
yıldızları yüklendik seninle, efsanevi saman yolunda muhteşem akışın esrikliğiyle
yalnızlığın mazlumluğu evrende kaybolurken dilimizde sukuta eş dualar yanar gönlümüzde sınırsız ihtimamlar şimdi kirli hüzünlerin intihar zamanıdır Can’ıma düşen YAR…
gözlerinde yaşlanmışlığımın hayali alma elimden onu, hakkım olsun bari dökülürken ruhuna inci yaşlarım yüreğinde CAN olayım bir lahza
Ben sana bakarken nehir gözlerimle Sen karanlık dehlizlerde yüreği yana yana kendini arayan masum kız çocuğu mahzun ve yitik yansımalarında gözyaşlarını silerek ağlaman içime dokunur
Karşılaştığımız an evrenin susuşunu Sana baktıkça bir hal oluşumu Yürek çıkınımızda saklı esrarengiz emaneti Sırtımızdaki kutsal yükün yangınlarını Nedensiz mi sanırsın
Sen kendine ağıt yakarken zamanın ötesinde soylu duruşunun bedeli olarak yüreğinden akan kandır sürüngenlerin iştahını çeken Oysa bulunduğun yer Everest’in tepesi Ve sen öldürmediğin yüreğinle Sloganlardasın “öldürmedim bu sevdayı, öldürmedim yüreğimi Kahpe pazarlarda Satmadım işte satmadım şerefsizce”
Ayrılıkçı rüzgarlar alamadı sevdanı yürekten Kainatın mucizesinde parıldayan adımız Binlercesinin içinde en anlamlı Sitare Ülker yıldızının yanına yazıldı Şiron yıldızının şahitliğinde CAN'a CAN olurcasına anılıyor yadımız
Sevim Yakıcı
-------------------------------------------------------------------------------- Bu şiirin hikayesi:
Ey mahzun ve yaralı yürek. Kendi yüreğindeki aydınlığının aksi karşısında sükunet, umut, duygularıyla buluşan masumiyet portresi kainatın gözbebeklerine inanılmaz bir yüreğin sızlayan bir yüreğin kanı damlarken senin soyluca ama yaralıca senin muhteşem bir yürüyüşün var kanıyor yüreğin kanayışını kendine asalet add ederek çevredeki karanlık yüzlü varlıklar fırlıyorlar karanlık dehlizlerinden erdem maskeli vampirler iliklerine göz dikmiş köpekbalıkları yenilgiye mahkum.. müsterih ol..
körpe nin genç anlamınd akullanıldığını anladım ben. Zaten tepkim d ebunaydı. Elbette yaşlı bri insan genç bir insana aşık olabilir. Ama benim bu sayfada gördüğüm şey aşk değildi ki!
Lütfen bu ayrıma dikkat edelim. Lütfen! Aşka da haksızlık etmeyelim! Benim çok eskilerden yazdığım bir şiiirm vardı! bulursam şimdi cevaben ekleyecektim buraya. ama bulamadım. arıyorum. Okuyunc ane demek istediğimi anlatırım ...
Tanrı kelimesi Türkçe yaratan anlamındadır. Bu kelimeyi bu anlamda algılamak lazım. İkincisi Eleştirinizi asla sorgulamam bu sizin görüşünüz ama burada da körpe kelimesi sizin anladığınız anlamda kullanılmadı genç anlamında kullanıldı, genç bir kadınla yaşlı bir adamın arasındaki aşkı anlatmak istedim. Yinede sayfama geldiğiniz için teşekkür ederim Selam ve sevgilerimle.
sevgili sairim... siiriniz güzeldi... lakin " tanri " demenize takildim. ne olur bana kizmayiniz ... bunu yazdigim icin.. tanri dediginiz bizi Yaradan degil .. bizim tanrimiz yok .. Allah'imiz var .
------------------
Lütfen söyleyin İbrahim Aleyhisselam haklı değil mi? O büyük tanrı Değildir bu büyük kütleleri hareket ettiren, milyarlarca ısıyı açığa çıkaran, milyarlarca yıldızları, milyarlarca galaksileri bir arada tutan.
İbrahim Aleyhisselam ın hikayesini duymadınız mı? Belki unuttunuz?
Hiç mi duymadınız?
Olsun. Hikaye şöyle:
Milattan önce ikibinlerde Mezopotamyadaki Ur şehrinde, bugünkü Irak/Yemen sınırına yakın bir yerde, yaşamış ve gençliğinde aylesiyle birlikte Harran a göç etmiştir. Babasının adı Tarah olup Amurru kabilesine mensuptular. Adı önceleri İbram dı. Daha sonra da Batı Sami lisanı gereği İbrahim olarak değiştirildi. Kendisi için “İbrahim i Dinler”( Tek Yaradıcı Dinler) kurucusu olduğu söylenir ve kendisine hırıstiyanlar, museviler ve müslümanlar tarafından değer verilir.
Bir gün Harran sakinleri, her yıl olduğu gibi şehir dışında tarıları için panayır düzenledikleri vakit, onu tapınakta bekçi olarak bıraktılar. Tanrılara inanmayan İbrahim Aleyhisselam bir baltayla tapınaktaki küçük ve orta boy tanrı heykellerini kırdı ve baltayı büyük tanrı heykelinin eline tutuşturdu. Rahipler ve şehir sakinleri geri geldiklerinde manzarayı görüp ne olduğunu sorarlar. İbrahim Aleyhisselam da onlara “bu tanrı yaptı” yanıtını verir. Ona inanmazlar ve “bu onu yapamaz” derler. O da “bu tanrı o zaman sizin ondan beklediklerinizi de yapamaz” der.
İbrahim Aleyhisselam insanların kendi elleriyle yaptıkları bir tanrı heykelinin sadece bir resim, bir heykel olduğunu savunur.
İbrahim Aleyhisselam da diğer nebiler gibi bu düsturun savunucusudur:
„la ilaha ill’allah“ „Tanrı yok, sadece Allah(var) “
bu şiirden anladığım kadarıyla maksat bir genç kızı körpe kuzu körpe sebze meyve gibi görüp aşkı nefse indirme çabası var sanki aşk nefsi tatmin etmek değil gönlü doyurmak sevdiğine kavuşmak olmalıdır.oysa burda kadın alet nefsi köreltme amaçlı gibi görülmüş. ve en önemli noktalarından biriside zinayı hoş görüp günahlara sarılmakla ahlaki ve imanı hiçe saymıştır
.Allahın 99 ismine biz müslümanlar olarak esmaül hüsna deriz ki bu esmaül hüsna içinde tanrı kelimesiyle ilgili bir isim bulamazsınız. tanrı kelimesi eski çağlarda Allah dışındaki yaratıcı addedlen putlara verilmiş ilahi bir sıfat kazandırılmaya çalışılmıştır.
Medeniyetin belki de ilk sosyal mekanlarındandır tapınaklar. İnsanın özünde zaten var olan tapınma eylemi dinlerin marifetiyle standart hale getirilmiştir. İnsanlık nasıl gelişiyor, terakki ediyor ise dinler de gelişip tekamül ediyor. İlk çağlarda çok tanrılı olan dinler gelişiyor ve tek tanrılı hale geliyor. Yazının bulunması ile yazılı hale geliyor. Batıl ve semavi olarak ayrılması tahlil ve öğrenim amaçlıdır.
Çok tanrıdan tek tanrıya gelişen inanç, son peygamber ile Allah inancı üzerinde odaklanmıştır. Şöyle ki “La ilahe illallah” açarsak; ilah(tanrı) yoktur, Allah vardır. Zaten tek tanrıya gelişen inanç sisteminde bu hakikat şu şekilde anlaşılmalı derim. “Tanrı” kavramı ile “Allah” kavramı aynı değildir. O halde tarihsel süreçteki yerleşik tanrı algısı ile aynı olan Allah inancı geçerli olmayacak. Tanrı inancı tam olarak silinecek, Allah inancı ise sıfırdan inşa edilecek. Bireysel algılarla oluşturulacak olan inanç, tarihsel ezber edilenden farklı olacak. Müşriklerin atalarımızın dinini terk etmeyiz demesi bundandır.
siir özgürlük alanidir ... orda siz ne isterseniz yapabilirsiniz . " TDK "da su söyle diye bana daytma yapamazsiniz . orda ben bunlari okumadim mi saniyorsunuz .
ben kabul etmiyorum. ve size ben kendi görüslerimi yazdim. siz kendiniz nasil dogru olarak kabul ederseniz edin. tanri degil .. benim icin bes vakit secdeye vardigim Allah var .
Değerli arkadaşım Tanrının sözlük anlamı Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Hu, Oğan (bkn. TDK.) ve bu şiirdede bizi yaratan ve tüm sırlarımızı bilen Allah anlamında ve türkçe bir kelime olduğu için kullanılmıştır. Elbette şiirlerimde zaman zaman Allah, Rab kelimelerini de kullandım. Hem de hiç takıntım olmadan. Selam ve sevgilerle.
Benim aklıma da Hz. Ömer ve Hz. Ali'nin çöle giderken annelerinin kendilerine verdiği helvadan tanrıları geldi. Hani anneleri onlarauzza nın helvadan heykelini yapardı. Onlar da çocuk işte, acıktıklarında oturup afiyetle bir güzel yerlerdi.
Tutkulu bir aşkın ustaca anlatımı olmuş dizelerin İbrahim abiciğim... Hissettiren bir şiir yüreğin var olsun ki sen hep yaz böyle güzel şiirler... Bernaca Sevgilerimle...
Tenler aktarırken dudaklara sıcaklığı Ter içinde kalmış yatak, ıslak ve şaşkın Bir körpe kadın/ bir koca adam Göze aldılar ki Tanrının gazabını Günahına sarıldılar aşkın
Tenler aktarırken dudaklara sıcaklığı Ter içinde kalmış yatak, ıslak ve şaşkın Bir körpe kadın/ bir koca adam Göze aldılar ki Tanrının gazabını Günahına sarıldılar aşkın
Bir yürek bir yüreğe seslenirken Eylülün kurumaz ıslaklığında Bir körpe kadın/ bir koca adam Sevdalarda coşup duran yürekler Yakalanmış aşkın yasaklığında
İki göz bakışırken birbirlerine Her bakış duyguya mana katıyor Bir körpe kadın/ bir koca adam Aşkın doruklarında Bakışlar geceyi aydınlatıyor
Nefesler aşk taşırken birbirinden Suskunluk hasretti gözlerinde Bir körpe kadın/ bir koca adam Koskocaman bir aşk büyütmüşler Kalplerinin orta yerinde
Yüreklere sakladılar masallarını Başka kimse duymaz sandılar Bir körpe kadın/ bir koca adam ve birde Tanrı Bir aşk ateşiydi içine düştükleri Yandılar , yandılar, yandılar
Tenler aktarırken dudaklara sıcaklığı Ter içinde kalmış yatak, ıslak ve şaşkın Bir körpe kadın/ bir koca adam Göze aldılar ki Tanrının gazabını Günahına sarıldılar aşkın
Şiir muhteşemdi ,
tebrik ederim.