HASRET
Bazen özlemin öyle bir hal alır ki;
Hani toprak çatlar ya hasretinden Tüm kökleri çürütür çaresizliğinden Bir tek ot bile bitmezken koynunda Rüzgar kucağına alıp Savuracak tek yaprak bulamazken dalında Toprak suya hasret, cana hasret Kendisini kollarına bırakacak tek damlaya hasret… Hani yanlış bir kararla Dört soğuk duvar arasına sıkıştırılmış Müebbet hapis yemiş mahkum olur ya Tüm gerçeklerini yitirmiş Tüm hayellerini kaybetmiş parmaklıklar ardında Söze hasret, mektuba hasret Anaya, babaya, yare, gün ışığına hasret…. Hani bazı duygular vardır Yüklemini , öznesini ve ünlemini kaybetmiş Tüm renklerini ve canlılığını yitirmiş, Sunar sadakatini koyu siyaha Renklerin cümbüşüne, Bir garip heyecana, Bir yudum sevgiye hasret.... Ve bazı Aşklar vardır, Toprak gibi çatlamış yüreği ile bekleyen Aynaya bakınca bile kendini göremeyen Tüm duygularını hasretinde devşirmiş Gül yaprağına saracak sevdaya Benim gibi... Sana hasret... 31.10.2009 |
"Her$eye doyupta bir sana doyamamak varya, Sana doyamadan beklemek varya, Hasretlerin en sancilisidir
Sana olan hasretim!
Gecenin gündüze, Gündüzünde geceye olan hasreti gibidir Sana olan hasretim!"