DAVET
Ürkek serçe bilirim, vakitsizce.
Ama gönül bu, çalmıyor har nameyi vakitlice. Bu gün yaptıklarını niye yaptığına kızıyorsun, Yarın, yapmadıklarını niye yapmadığına kızacaksın. Bu gün arlandığına yarın darlanacaksın. Biraz yüz verip güvensen, daha mutlu olacaksın. Ürkek serçe, bilirim, anlarım seni elbette, Bir bize mi kış, bir bize mi işkence? Bu gün yaptıklarını yapma, bana açıl samimice. Yarın yapmadıklarına kızma, arzuladığın kadar ve sinsice. Sana da bana da mertçe mi davrandı hayat? Her şey hak ediliyor, ahdım kadar benimle yat. Ürkek serçe, bilirim vakitsizce, Ama gönül işi, çalmıyor her nameyi vakitlice. Söylemiyor her gerçeği çoldırsa da gizlice. İşaret değil, davet bekliyor gönül , apaçık ve dilediğince. Bilirim aklın uymaz gönlüne, biraz da yanar dönersin. Zaman akar ölümüne, bu fırsatları her daim göremezsin. Yok mu drdin? dertleşsene. Açılmadan varamazsın, bilemezsin. Üekek serçem, değişmezse eğer kafan, benim gibi; gülemezsin. Nektarınla, usarenle, poleninlekapanırsın, bir çiçeksin. Gün gelir ki istesen de sunamazsın, veremezsin. Üstelik utancından alnı açık gezemezsin. Hiç kimseyi ürkütmeden aşka davet edemezsin. An gibi geçer zaman, bilemezsin, bilemezsin. ENGİN TATLITÜRK |