Anladım ki sonunda alın yazısı imiş, Zülfün teline kanıp müebbete gelişim. Zincirindeki pası gözyaşlarıyla silmiş, Ateşte açan güle dönerken son gülüşüm.
Boynunu büküp kalan papatyalar muzdârib, Ayrılık varmış meğer tuttuğumuz fallarda. Çilenin çiçekleri sonunda kaldı garib, Köprüler yanmış meğer çıktığımız yollarda.
Sensizlik adresinde bilinmezdeymiş yerin, Som mektubum hasrette pullar perişân olmuş. Sevdânın tohumları ne yazık düşmüş derin, Baharını bekleyen dallar perişan olmuş.
Sana olan aşkımı uyutmaya çalıştım, Gördüğü rüyâ ile uykudayken uyandı. Yıllar yılı yaktığın bu ateşe alıştım, Demir olsa erirdi toprak olup dayandı.
Bülbül-ü şeydâ idim gülşenine almadı, İlkgözağrım, sevdiğim ne yazık ki el oldu. Vuslât denen cefâya tahammülüm kalmadı, Gelme artık istemem yaktığın hep kül oldu.
Öksüz kaldı yüreğim zilzâlinle târ-ü mâr, Hüzünler diyârının gönülde bestesi var. Son arzum, son dileğim lôkmanımsın benim yâr, Derdin, gâmın çilenin onulmaz hastası var.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ZİLZÂLİNLE TARÜMÂR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZİLZÂLİNLE TARÜMÂR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.