SENSİZ
Sensiz...
Alacakaranlık gündüzlerin beşiğindeyim Geceleri demeye yok ki mecalim Titrek bir yaprak kadar sefilim Üşüyorum, üşüyorum ateşin ortasında... Eski bir plakta unutulmuş bir besteyim Ayrılıklarda can buluyorken melodilerim Öne düşmüş yüzüm, tebessüme hasretim Yanık yanık söyleniyorum gramofonlarda... Kara kaplı defterde unutulmuş bir şiirim Tozlu raflarda yıllarca bırakılmış misafirim Alfabem kullanılmıyor, okunmuyor dizelerim Kelam kelam oluyorum arsızlaşmış dillerde... Boğazlarda düğümlenmiş bir çift sözüm Kaldı kelimelerim, kızardı hayalı yüzüm Belki dile gelirim kaybedersem özüm Kokmuş, çürümüş beklerim gelmeyenlerde... Sazın mızrabında unutulmuş bir notayım Es geçilmiş ozan tarafından bir yanım Kendi kendine söylenen derin bir sızıyım Tel tel olmuşum ben söylenmeyenlerde... Sevda kentinde yeri bilinmeyen bir adresim Bulunmuyor sokağım, yaşanmıyor hislerim Bir aşığın ağzıyla terkedilmiş kaderim Avaz avaz oluyorum kentimin duyulmayanlarında... Zamanın girdabında vakitli vakitsizim Bir yanda gündüz diğer yanda geceyim Ölümlü bir saatte hüzünlü bir akrebim An an ölüyorum zamanın sezilmeyenlerinde... Hülasa, sensiz her daim hazır benim kefenim Ölmüş bir meftanın yana düşmüş sêriyim Sevgilim, artık sana değildir kelimelerim Şair şair oluyorum sayfaların beyazlarında... MEVLÜT KARA 24 Ekim 2009 ŞANLIURFA |