B ü r ü m c ü k .......- ş. avni ölez’e – Acının kucakladığı fotoğrafta yalınayak çoğalırken yaşlı çocuk çorba içiriyor kardeşine üç yaşında var yok sırtında taşıyor dağları yalnızlığın dokuduğu bürümcük Yeni Dünya, Özgürlük Anıtı sor kendine açlığın vurgun ayazını Coğrafyamın eprimiş kıyısından üçüncü dünya ülkelerine gözyaşı yağmuru Nagasaki miydi gücenikliği tarihin direnmiş Kore’de çeltik ovası çekik gözlü Kızıl Irmak Vietnam Ho-Şi-Minh-Yolu’nda hiç görmediğiniz kuşlar ve çiçeksiz kaç binlerce ölü çocuk tarlası ‘kirli tarih’ bilir mi dizelerini Ahmed Arif’in “Erkekçe olsun isterim Dostluk da düşmanlık da. Hiçbiri olmaz halbuki. Geçer süngüler namluya.” Gökdelenler, uzay üsleri ve bombalar durmadan çoğaltır bencil, türküsüz uygarlığı Kabilenin bin yıllık büyücüsü cennetin çayırlarında şimdi kuruttuğunuz ırmak, orman yanığı Oğlumun hayatbilgisi kitabına girmeyen mayınlanmış kaç soru, utanır gibi Afyon Kocatepe’deki bakışından Nasılsa soruyor sınıfın en ürkeği -Afganistan neresi öğretmenim? bozkırda buzkaşi avlusunda güneşlenen porsukağacı yüzyıllardan sonra yıkık bir zerdüşt tapınağı Nereye akar Amuderya buza keserse Hindikuş Dağları insanın insana kıydığı küreselleştikçe ‘Vedalar’ da yoksul/luk Kaybolmuş Anadolu deyişi gözleri diken diken tüylerimiz Pir Sultan’ı bilmiyor Şeyh Bedrettin’i gece yıldızlar uyurken mi bakıyor hiç gövermeyecek gençliğine Bir çocuk Kandahar’da babasız… |
diken diken tüylerimiz
Pir Sultan’ı bilmiyor Şeyh Bedrettin’i
gece yıldızlar uyurken mi bakıyor
hiç gövermeyecek gençliğine
Bir çocuk Kandahar’da babasız…
Sözün bittiği yerde, bu şiir doğmuş,kutlarım eserini arkadaşım.