YEDİ BUĞDAY TANESİNE BİR MUTLULUK
Bu yalanı ben söyledim kendime
Bu acıyı yıllardır, büyüttüğüm gibi içimde. Katran gecelere inat, Gözlerimde buruk son gülümseyişler. Kanatır yüreğimi son bulmuş umutlar. Kendimi bulacağım demiştim, Kendimi bulamadığım gibi; Seni kaybetmektende korkuyorum şimdi. Oysa düşen her yaprağın suçlusuyum sanırdım. Ve ben ağlayan şairim. Şiirlerim masal değil. Yazılan her mısra yaşam kadar gerçek Ve yaşam kadar acı. Çekilen her acı yaşamın eksik bir yönünü anlatır yüreklere. Bu acı yoktu oysa, Bulup çıkarmasaydım yaşanmışlıklardan. Mutlu olmak yetermi sanıyorsun? Nice mutluluklar ki bitiremediler bu acıyı. Söyle yüreğime çalıntı umut. Mutluluk nedir sence? Nedir yaşamak? Sevmek? Bu yalanı ben söyledim kendime. Sevincim üzüntüm kadar, Sevgiyide basit yaşayabilseydim keşke. Bu acıyı ben büyüttüm içimde. Düşsel bir çölde yaşamıştım susuzluğu. Yağlı iplerden, idam halkaları çizerdim, Soğuk taş duvarlara. Aşinası olmadığım bu yalnızlık belki kaderim. Oysa yedi buğday tanesiydi yaşamak, Hayat savurdu hepsini Başka yellerle, başka yerlere. Şimdi yedi buğday tanesidir ağlamak. Savruldukça büyür buğday başakları. Yüreğim gibi büyüdükçe yaşlanır. Ben nice sevgiler gördüm acılarca yaşanan. Bu katran gecelere uyak Nice bakışlar nice sözler kanatır yüreğimi. Kendimi bulacağım demiştim. Neden buldukça siliniyor benliğim? Söyle düşsel çiçeği yaşamın, Mutluluğu yazmak ne kadar kolaydır oysa. Derin izler bırakır oysa gördüklerim. Yaşayamadığım için değil; Herkes yaşayamadığı için yazamam mutluluğu. |