0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1158
Okunma
sarı kedi
sarı yakışırdı tenine
hastalıklı gülüşün huzur verirdi
gözlerin hafif aralık dudakların renksiz
ellerin dokundu mu elime sanki ruhun sebepsiz
gidiverecek bir nefesle
gidivereceksin bilinmez bir yere.
bol bol kırmızı giydirirdi annen
bol bol süt içerdin bir dikişte
sana gofret getirince fındıklı
soyardın kabuğunu batırırdın süte
derdin nasıl yakışmış mı kırmızı?
hemde nasıl çiçek gibi olmuşsun derdim ben de..
kitap okurdun yastığa başın dayalı
sessiz odana girince katlardın sayfayı ucundan
gözlerini bana çevirip derdin çok sevdim bunu
bitirince yenisi getir ama lütfen olsun daha heyecanlı
ancak okurken başka başka hayatları
bende tanımak istiyorum kitaptaki insanları
ara sıra dalarmışsın pencereden dışarı
cama vuran çınar dallarının arasından gün ışığı
vurunca teninin sarısına, az aralık gözlerinde
parlarmış bişiler yavaşça akarken yanaklarından
parmaklarını açar tırnaklarına bakarken tek tek
mavi renk oje alsak nasıl olur dermişsin annene
bir gece önce yolda savunmasız yavru bir kedi
çıkınca karşıma getirmeliyim dedim onu hemen sana
bekledi bende gece temizledim süsledim senin için
sabah hemen geldim evine açan kimse olmadı kapıyı
sordum nereye gittin diye yan komşu Hatice teyzeye
sorma yavrum dedi alelacele gittiler gece hastaneye
o gün on üç yaşında giderken roman kahramanlarının yanına
sana veda etmeye fırsatım olmadı geç kaldım beni lütfen anla
keşke o gece bulduğumda koşup gelseydim pis de olsaydı verseydim sarı kedini sana !
ALİTANYER