![]() GECENİN ELLERİ
Buğu duman karışık
Karanlık bir geceyim Gölgesiz Ay’a dair Güneş’e dair Bir hezeyan içinde Boş gözlerle bakarım Yitip giden gençliğim Yazık Yok bu ben değilim Titrer ellerim Titrer bedenim Hani ben bir geceyim Mavisinde Siyahında Rüyasında Riyasında Hani ben bir gecenin Hezeyanı içinde Elleri var gecenin Pusu var kolları var Gecenin bir çığlığı Gecenin bir ses var Gecenin bir serseri Bir karanlık yüzü var Hani ben bir gençiliğin Buruk hüznü içinde Mecalsiz kederli Bir kem vücut içinde Hani ben buzlu camın Donuk resmi içinde Sinirli Sıkılmış yumruğuyla hazır Ve kafa tutan Tabulara Neş’eye Hani ben bir gençliğin Sıkıntısı içinde Trenler kalkar yüreğimden Yalnızlığa Eleme Mihnete Rayları tıkırdatır Geceye uzanır Gölgeler uzar Ben giderim Işıksız Soluksuz Merdiven dayar geceya elem Beni yakalar Sırlarına çeker Sımsıkı kavrar Ve boşluğuna savurur Vuruk hayallerim Sessiz ve gözüyaşlı çocukluğum Gençliğim Kırıklığım Burukluğum Adım adım fırtınalı Çığlıklı ve karanlık Yüreği var gecenin Bana benzer Tabutu dar Sığmaz içine şefkati Sığmaz içine bir yarısı Heyecanı sığmaz Kaldırır arşa tabutu Gecenin elleri ıssız ve isli Gecenin elleri kara ve puslu Kaldırır beni Bir yanım yaslı Hani ben bir gecenin Hezeyanı içinde Gecenin uğultusu hapseder beni Ayazına çeker Uğultusuna bular her yanımı Kendimi kaybderim Yitip giden bir çocuk bağırtısı Bir deli na’rası gibi Yitip giden birtebessüm Bir çift gözyaşı gibi Söndürür alevlerimi Kara ipliklerle dokurum Gecenin şarkısını Gecenin sırlarını Hani be geceye karışan Bir duman bacadan tüten Bir yıldız geceye kayan Bir sefil kuş sürüsü Geceye tutsak Kanatlarımı yorar geçerim Gecenin elleri ıssız ve isli Gecenin elleri kara ve puslu Ay kaybolur önce Ve kar yağar geceye Gri islerin ardından Bir sis perdesinin kaybolmuşluğu içinde Ellerimin titreyişi Ve beynimin sarsıntısı içinde Parmak uçlarıma kadar sapsarı bedenim Ufukta kesişen iki rengi İki zıtlığı saran bedenim oof Ne kara gök Ne mavi Rüyasında Riyasında Bir bilmece Bir toz bulutu Çatlayan damarlarımdan gece akar Geceyi öksürür Geceyi sayıklarım Geceyi yazar ve yaşarım Uzantısıyım bir gecenin Kör karanlıklara değin Yağmur şakırdarken beynime Siyahlara bürünen bir yol Ardından yağmura Ardından kara tutsak bir yol Nereye götürdüğü belli olmayan Bir başına kör bir uzantı Taa meçhue kaybolan Geceye dolanan bir yol Issız elleriyle İsli elleriyle Dumanıyla buğusuyla Beni çeken bir yol Gecede ve karanlıkta Üşüyen bir yol Gecenin elleri Gecenin sesleri Trajik oyunun Son manzumesi gibi Ağlatıp da geçen Hatırda kalan Bir yara gibi Bir çift gözyaşı gibi Bir serzenişin öyküsü Gece Karanlık (1998) |
bana göre nacizane düşüncem tabikiş
okuyucuyu sıkmana gerek yok degerli dostum
bilmiyorum ben hepsini okudum ama
brz da sıktı
kutlarım sevgiler