* 15 Nisan 2009’ da açılan ve bugüne kadar yaklaşık altmış bin kişinin ziyaret ettiği “Yalvaç Ural Teneke Oyuncaklar Sergisi”, 1910-2008 yılları arasında üretilmiş, Türkiye’nin yanı sıra Amerika, Avrupa, Uzak Doğu kıtalarında tarihin çeşitli dönemlerinde yapılmış oyuncaklar ile orijinal oyuncak kutuları ve çok özel parçaların fotoğraflarından oluşmakta...
Oyuncak tarihini bütün özellikleri ile gözler önüne seren sergiye, 25 Ekim tarihine kadar, Rahmi M. Koç Müzesi’nin Fenerbahçe Vapuru ev sahipliği yapıyor.
* DONİZETTİ PAŞA - Özgün adı Giuseppe Donizetti... İtalya ve Fransa da çeşitli bandolar yönettikten ve son olarak Napolyon’ un bandosundan ayrıldıktan sonra reformcu Osmanlı hükümdarı II. Mahmut (1808-1839) tarafından İstanbul’a gelmesi için yapılan daveti kabul ederek 17 Eylül 1828’de görevine başlamıştır. II. Mahmut, eski orduyu dağıtmış ve kurduğu yeni ordu ile birlikte, önceki ordu bandosu olan geleneksel Mehteri de kaldırmıştı. Fes devrimini de gerçekleştiren Padişah, batı standartlarında yeni bir bando kurmaya karar vermiş ve Giuseppe Donizetti’yi de bu amaçla davet etmişti. Donizetti istanbul’ a gelince ilk iş olarak askeri bando Mûsikâ-i Hümâyûn’u kurmuş ve bir ay içerisinde padişaha ilk konserini verecek hale getirmişti.
* DÜGAH - Türk musîkisinde bir perdenin adıdır ki, diğer milletlerin müziklerine üstünlük farkımızın alanıdır ve " hümayun " makamı da onda karar kılar.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
LEJYONER TRAMPETÇİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
LEJYONER TRAMPETÇİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Devrimizin meselelerini hicivin müstesna ustalığı ve kifâyetli şiir yapısı içinde önümüze süren bir Batı iştihazadeler şiiri.. Alınacak ibretler kadar hilimi ve ilimi de mevcut bir Ser yorgunluğunun yürek serinliği veren gaye ve gayretleri.. İdealim diyen fikir yoksunu ve ar-âdab düşkünü beyinlerin zarurî istifham düzeneği.. Hülâsa; 'Ti’ye alınan harsım özüm özüme elçi; Bir frenk mukallidi lejyoner trampetçi'liğin münhal kadro taliblerinin şevklerini kırıcı bir şiir.. Selâm ve dualarla dost..
Aziz Dost, ekşi sözlüğün Bando maddesine 12.yorum getiren yeni kuşak bir gencimizin hayal kırıklığıyla hala nerede durduğumuzu bilmek adına yorumunuza teşekkürler...
"ilkokuldan lisenin sonuna kadar bandoda olmama rağmen hiç bir zaman bir anlam veremedim şu bandoya. ne kardeşim o boru moru öyle ya? o çalınan ritimler ne? var mı böyle bir müzik? müzik mi bu? yoksa ne? gavuristanda o ritmler, o çalgılar muhakkak bir anlam taşıyordur. o osuruk sesi çıkaran boru herhalde folklorik molklorik bir alettir yahut öyle bir aletin türevidir. o ritmler herhalde bir duygu taşıyordur, müzik kültürlerindeki bir kalıptır. fakat bizde değil! bizde bando sadece ve sadece bando, müzik icra eden bir müessese değil. bakınız mehteran öyle mi? davul desen bildiğimiz davul, zurna desen bildiğimiz zurna, müzik desen basbayağı müzik. malesef memleketimizde bando dediğimiz nane, gavuristanın müzik kültüründen cımbızla alınıp türk müzik kültürüne monte edilmeye çalışılmış, lakin civanın kumaş üzerinden kayıp gitmesi gibi konulduğu yerle hiç bir uyum sağlıyamadan, müziğin tamamen dışında, bir müzik müessesesi olarak değil de bir "bando" müessesesi olarak, tamamen farklı bir yapı şeklinde armut gibi durmakta olan bir acayipyiktir, bir garabettir...