DOLUNAYHER AYRILIK BİR KAVUŞMADIR ASLINDA BİR LİMANDAN YOLCU EDİLEN GEMİYİ DİĞERİNDE KARŞILAYAN BULUNUR… Adını DOLUNAY Koydum Aşk dediğin zor olmalı birazda, imkansız olmalı az buçuk , acı vermeli az biraz, ki tadına varmalı. Küçük bir çocuğun ayakları üzerinde sıçrayarak kayan bir yıldızı tutmak istemesi gibi olmalı. Adını DOLUNAY koydum. Bir adı mehtap, öteki ay ışığı, En yenisi, en dolgunu en kusursuzu Yani bedir, yani ayın On dördü Uçsuz bucaksız gökyüzünde, Ak yıldıza, Ross ‘a, öncüye bir adım ötede, Kardeş Kuğular’a Alfa’ya, Hintli Epsilon Kardeşler’e bir koşu, Kahverengi Cüce’ye, Delta Tavus’a, Çoban Yıldızı’na bağırsan duyacak kadar yakın ,adını aklıma getirmediğim onlarca , adı konulmamış milyon kere milyon yıldıza bir sokak ötede ; Gökkuşağına, gezegenlere , gökyüzü nöbetini devrettiğin güneşe ve dünyamıza , benim dünyama komşuluk edesin diye . Adını DOLUNAY koydum. Adını DOLUNAY koydum. Yani bedir, Yani ayın on dördü Nehirlerden denizlere, Okyanuslara yolculuğa çıkan çakır mavi sulara, Özlem yüklü gemilere yolcu trenlerine, Nöbetteki askerin kolundaki saatte, Ağır aksak yürüyen zamana Mahkumun isyanına, Mahzunun ıslığına, Mazlumun içinde; ayyuka çıkan çığlığına, Bir kısrak yelesinde şekillenen dolu dizgin başkaldırışa, Sahibini arayan dost selamına, kayan bir yıldıza, Göçmen kuşlara, Bir genç kızın gözlerinden yanaklarına süzülen gözyaşlarına, Kar tanesine, Yağmur damlasına, Ilık bir eylül akşamında güz yeline karışan fesleğen kokusuna, Yuvasını arayan karıncaya, Karayelde, poyraza, Kıblenin sıcağını kanatlarında taşıyan samyeline, Yoldaşlık edesin diye Adını DOLUNAY Koydum. Adını DOLUNAY koydum; Yani bedir yani ayın on dördü Ayın en parlağı, en kusursuzu Dünyamızın üzerine kabus gibi çöken karanlıkta; Dilsiz duvarlara, sağır kapılara, kör pencerelere Telefon kulübesinde uyuyakalmış bir yetime, Yaylada çoban kavalına, Tarlada korkuluğa, Bahçede üşüyen kardan adama, Ve sokak lambalarına, Durgun suda açmış nilüfer çiçeğine, Kabrinde ilk gecesini geçiren ölüye, Nadasa bırakılmış tarlaya, Sürgüne yollanmış bir aşka, Kapı eşiğinde sabahlayan sokak kedisine, Çiçeğe durmuş gül tomurcuğuna, Küstüm çiçeğine, Hüsnü Yusuf’a, Şiir olma gayretindeki dizelere, Kaf dağının ardındaki Anka Kuşu’na, Gece bekçilerine, Çıkmaz sokakta evini çıkaramayan akşamcıya, Bir yanı yanmış mektuplara, İskelede sahibini arayan bir mendile, Yıldızlardan sabır sağan geceye, Ve ceza evinin taş avlusunda kurulmuş dar ağacında, İnfazını bekleyen mahkuma Yarenlik edesin diye Adını DOLUNAY Koydum… 9.10.2009 MEHMET HOPAL |
Bir yanı yanmış mektuplara,
İskelede sahibini arayan bir mendile,
Yıldızlardan sabır sağan geceye,
Ve ceza evinin taş avlusunda kurulmuş dar ağacında,
İnfazını bekleyen mahkuma
Yarenlik edesin diye
Adını DOLUNAY Koydum…
TOPLUM YARALARINA DEĞİNMİŞ, SERBEST ÖLÇÜLÜ DİZELER. DİL ARI, ANLAŞILIR. KONU BÜTÜNLÜĞÜ GÜZEL. ZEVKLE OKUDUM. AMA, HADDİM OLMAYARAK DİYORUM, DESTANIMSA İÇERİKLE, KEŞKE DÜZ YAZI OLARAK DENESEYDİNİZ... SEVGİ VE SAYGILARIMLA. YÜREK CESARETLİ, EKLEMELERİNİZ OLURDU DAHA, DÜZ YAZI OLARAK SUNSAYDINIZ....