BİR GÜNDEN
Berna, altıda kalkıyor.
Saatim, altı on beşte çalıyor Kolumu uzatıp, susturuyorum. Kızım onu, on buçuğa kuruyor. ‘Çıt’ çıkmıyor. Yalnız, bir ışık geliyor, mutfaktan Berna kahvaltı ediyor. Belki bazen istemsiz bir tıkırtı… Gözlerim, beynim, benliğim uyuyor… Kapılar, açılıp açılıp, kilitleniyor… Asansör sesi, biiiiir! .. Asansör sesi, ikiiiiii! .. Zil sesi… Demek ki problem yok Uykuya devam! .. Arada sırada Duvardaki saati Tek gözle izliyorum… Dokuz… On… On buçuk… Saat çalıyor! .. “Belya! .. Begüm! ..” “Tamam anneeee! ..” Bir gürültü, patırtı! .. “Defterim! ..” “Kitabım! ..” “Kalemim! ..” “Çantayı al! ” “Servis! ..” “Koş! ..” Kapılar açık kalıyor. Saat on bir. Asansör sesi, biiiiir! .. Asansör sesi, ikiiiiii! .. “DRANNNK! ..” Dış kapı ile rüzgâr arasındaki kavganın Son sözcüğü! .. Beyaz anahtarla İşi tatlıya bağlıyorum. Oda kapısını, rüzgârın elinden kurtarıp Siyah anahtarla, garantiye alıyorum. Sonra Sessizlik, yalnızlık… Servis şoförü, kornaya basıyor. Demek gittiler. Perdeler, ışığı bırakmayın! Şimdi, herkes kapıların dışında Benden başka… Uykuya randevu veriyorum. Gizlice giriyorum Yatağım sıcak… Uykunun ayak seslerini bile duymuyorum. ‘Çıt’ yok. Rüzgârda bile… Rüyalarımda bile… Sessiz filmler gibi seyrediyorum. Hem uyuyorum Hem uyuduğumu hissediyorum. Uyku içime siniyor Uykuyu yaşıyorum. Ben Yatağın derinliklerinde Yitirip benliğimi Kayboluyorum. Zaman zaman Rüyalarda buluyorum, kendimi Kendime söz geçiremiyorum. Bu ben, başka ben… Ben, beni bulduğumda Saat ikiye geliyor. Haberler geçmiş NTV’den veya CNN’den Haber özetleri alıyorum. Önce görüntüsüz… Çünkü gözlerim yanıyor! .. Yavaş yavaş aralayıp, gözlerimi Kirpiklerimin arasından izliyorum. Beynim, hâlâ gidip geliyor İçim bayılıyor! .. Belki bir film Belki bir tartışma programı… Dizilerden hiç hoşlanmıyorum. Arka arkaya bir şeyler içiyorum. Canım sıkılıyor Dışarı fırlıyorum! .. Dışarı dediğim Yüz metrekare teras… Etrafı çiçekli Çiçekten öte kumsal, orman, deniz… Alabildiğine… Sağda solda dağlar, başları karlı… Bulutlarla güneş oyun oynuyor. Gizli bir ressam boyuyor, onları. Belki bir çocuk oyun bozuyor Sağa sola kaçışıyorlar! .. Güneş, bir yerlerden bakakalıyor! .. Onlar, benim canlarım! Arkadaşlarım! .. Aralarındayım… Gülümsüyorum İçim sevinç doluyor. Yalnız, rüzgâr var ki Geçimsiz, şu günlerde. Giysilerimi geçip Önce üşütüyor Sonra içime işliyor, yavaş yavaş Kemiklerimi dondurup İliklerimi titretiyor! .. İçeri kaçıyorum. Olmaz olsun, böylesi! .. Arkadaş değil! .. Baş düşmanım kesiliyor! .. Gelme! .. İçeri gelme! .. Orda kal! .. Kumsal, orman, yol, deniz… hoşça kal! .. Dağ, kar, mavi, beyaz… hoşça kal! .. Yeşil, gri, sarı, lâcivert… hoşça kal! .. Hoşça kal, güneş, gökyüzü! .. Salıncak… Hoşça kal! .. Onur BİLGE |