Ayyuka Çıkmışken Kekemeliğim / Bir Bıçak Yürür Sol Yanıma
Ayyuka çıkmışken kekemeliğim,
Kaldır beni düşsüzlüğümden diyecek kadar yalnızım ben.. Bir bıçak yürürken yürek kenarlarımda, Öldür beni senden gitmeden diyecek kadar kahramanım ben.. Acırken sol yanım, Sağıma düşür göğsümü.. Ve bırak beni çocukluğumun en rüzgarlı tepesine.. Kundakla beni yarım cümlelik adamın yamalı düşlerine.. Revaçta iken uykusuzluğum, Yine mavi bilyelerinden feragat etti yaralı cümlelerim... Bir düş tecrit edilirken yüreğimden, Tehirli bir tren yolculuğunda Gasp edildi duası yarım kalmış gençliğim. Perdeler çekildi göz kenarlarıma.. Karanlıklar hediye edildi sol yanıma.. Tam kazandığımı farz ederken, Yine rehin düştü içimdeki yara zamansızlığıma... Yarım cümlelerimi yüreğinde meşru zemine çekerken, Yine kürtaja zorlandı yüreğimdeki sevda. Deniz manzaralı bir caddenin ortasında Bir ayak izinden öteye geçemedi göçebeliğim. Üşüyorum. Yamalarımı delip geçen lodos’un etkisinden değil, Yokluğundan, Sensiz bir anlam ifade etmeyen fakirliğimden üşüyorum.. Ört üzerimi bindiğimiz vapurların iç sesleriyle.. Ve bastır, serpiştir terinin tuzunu yaralarıma. Acıdan dişlerim dudaklarıma yürüse de, Sesim, çığlığım çıkmaz artık.. Çünkü kilit vurdum yüreğimin sensiz camlarına.. Merak etme.. Seni savaş suçlusu ilan edecek kadar gaddar değilim ben.. Bu ayrılığın kefenini de kendime yorarım.. İçimde sonlandırılmamış bir tebessümü, Yüzümün acıyan yanına nakşedip Seni sensizliğimin en büyük yanında büyütmeye devam ederim.. Kah sensiz, Kah bensiz.. Ama ne olur sen öldür beni.. Katili ol yama tutmayan yaralarımın.. Düşsüzlüğüm düşerken sol yanıma, Veda etme bana.. Gözlerimin içine bakarak değil, Ellerinle ellerime güç ver.. Güç verir ki ellerime sırtıma uzanan bıçak yerine otursun.. Yamalarım kapansın.. Yaralarım da... Hep derdim ya sana... Ve her söylediğimde bana kızardın ya... " Ben yarım cümlelik adamım " diye... İşte yarım bırakılmış bir düş, İşte yaraları yamanmamış bir sevda.. Bir kurşun arıyorum şimdi... Ya da parası peşin ödenmiş bir katil.. Hadi öldür beni.... Sağ yanıma düşür beni... Beyazların içinde uyumak istiyorum.. Babamın defnedildiği çınar ağacının gölgesine bırak çocukluğumu.. Üşüse de kanayan yaralarım, Sen siyahlarını giyinme devam et.. Ve de sevdiğin sonbaharı... Avuçlarımda bir miktar deniz, Dudaklarımda ıslanan bir dua, Sensizliğin yeni bir gününe uyanıyorum.. Ve bu ayrılığı bir deva diye revâ gören yüreğine, Bir sözümle cevap vereceğim son kez.. " Hiç bir gül topraksız, Hiç bir hayat umutsuz yeşermemiştir.." Hep yaptığım gibi, Sağ elime göğsümün soluna yaslayıp Sana " eyvallah " derdim ya... Şimdi seni yüreğimin en kanayan yerine koyup Suskunluğuna da " eyvallah " diyorum... Senden gelen herşeye razıyım ben... Sevdaya da... Ölüme de.. Çünki sen bende herşeysin. 8 Nisan’a.... 06 Nisan 2009 İsmail SARIGENE |
şiirler okuyorum en delisinden kızarak şairlere
ve en sevdalısından türküler
mumlar yakıyorum evin her bir köşesine
ayinlere duruyor eylemlerim
beslemeliyim
senli acılarımı günahlara vurarak
avuç dolusu dua
ağız dolusu küfür
gerecek az sonra tanrılar beni çarmıha
umutsuzum
aklımla yargılamayın beni
yüreğime durun
susun tanrılar susun/ ibadet ediyorum
gözlerimde özgürlük / nasıl da titrek
kasıklarıma inerken vuslat acısı
kanırtarak aklımın en uç noktasını
ünlem işaretleri koymak bu sevdanın sonuna delice
içim çığlık çığlık
içim ürkek
nasıl bir deliliktir bu / sensizlikle sevişmek
gecenin alkışlarında kabarırken iştahım
yalnızlığımda ne çok kalabalığım
gecenin çeşnisine yatırdığım bir düş
üşümüş gözüm
bu sevda üşümüş
ısıtmak zamanı şimdi
..
mükemmel bir şiirdi üstad...yüreğe selam ile...
sevgiler göndererek kaleme saygımız sonsuz...
kalın sağlıcakla...