Sesini Ört Üzerime Yoksa Üşür Cümlelerim
Kundaklandı zaman yine.
Her yer kör karanlık. Her köşe başı derin bir kuyu. Ver ellerini, çekeyim seni. Sofranda bana yer aç ta acına bir de ben banayim. Sesini ört üzerime. Üşür cümlelerim. Aç hüzünlerini de yüzümün yara bere bilmeyen yanlarına süreyim. Uzat sesini. Kanayan yüreğini sevgimle sarayım. Gözlerin kan yeri. Kanıyor yürek cephelerin. Tüm yolların sis ve pusu. Bir günahın altında ezer iken başını seni üzenleri sevindirmeye devam et. Diri diri göm içindeki kız çocuğunu. Sonra mezarinin başında siyah elbisen ile ört sesini. Sen acıtmaya devam et düşlerini. Kanat gökyüzünü. Ben seni yaşatmaya devam edeceğim. Kör topal Yarı ölü yarı diri Seni mutluluk safında umuda dua eder iken gülümseteceğim. Gücüm yetene kadar. Şimdi sesinin yokluğunda adının yedi harfine sığındım. Her harfine bir düş sakladım. Her gülüşüne bir Cennet. Sen acıya yanaştıkça ben adını mutlulukla anıyor olacağım. Hadi diyorum kendini kendi yürek darağacında asmaya devam et. Sen kendini öldürdükçe, Ben seni binlerce kez satırlarda doğurmaya, Cümle kenarlarında yaşatmaya, Noktalama işaretlerinde nefes aldırmaya, Ve paragraf başlarında mutlulukla anmaya yemin ettim. Hadi sevgili, Söyle suskunluğun yürek terazisinde kaç harf eder ? Yokluğun bende kaç cümle eder ? Ben adının her harfine gökyüzünün bir rengini denk getirmişken Söylesene bu yürek seninle ölmekten vazgeçer mi ? 28 Eylül 2009 İsmail SARIGENE |