Pırıltılar dokunur
Erken uyandı sabah
İpini göğüsledi güzel kız Sırtında hınca hınç erkek kardeşi Çamur kokulu elleri Dokundu saclarına abacığının Öyle inat ki Bahar vakti. Önünde orman kıran En sarp kayanın başında Basma gül yeşili entari takılırken böğürtlen dalına Elinden kan damladı toprağa Sırtında tosuncuk Bağırtkan inadı Türkülerini unutmadan Toroslar’ın bir yerinde Gözlerini bıraktı, Göksu’nun en derininde. Kara gözlerini cam uğultusunda bırakan kız Yorgun, dik başında mağrur bakışı Torosların en tepesinde, bayrak gibi bir Yörük çadırı Ve ben toprak, gözlerim Göksu, bakışı en ceylan i Asilliği güzelliğinin orucu, elleri nakış Sırtında tosuncuk, Göksu’nun çocuğu Elleri çamur Gözleri şafak vakti, pırıltılar dokunur Yüreğime sanki. |