İşte hayatım İşte kavgam ( Çocukluğum )
Yaşadığım memleketim sende kaldı çocukluğum... Sende kaldı acılarım , hüzünlerim ve ben hala hasretim sende yaşadıklarıma... Çocukluğum adlı şiirle yaşadığım , doğduğum memleketimden sevdiğim diyarlarımdan notlar :
İşte hayatım işte kavgam... (Çocukluğum ) Ben Kars’ın Ardahan kazasının Sarzep köyünde doğdum Sulakyurt oldu adı Sekiz kilometredir bizim köy Ardahan’a Bir bahar vakti doğmuşum Ben Burada büyüdüm Şu dağlarda koştum Şu ovalarda yürüdüm Çamurdandı bizim oyuncaklarımız Annem geven* toplardı dağlardan tezek yanardı sobalarımızda Koruğ’a* çıkardı babam Amansızdı kışları Bizim oraların Geçit vermezdi Kurtlar inerdi ovaya Köpeklerin bağırtıları yarardı geceleri Sıçrar kalkardık yataklardan Tilkiler girerdi kümeslere Tenekeydi bizim sobalarımız Isınamazdık bir türlü İliğimize işlerdi soğuk titrerdik... Yazdan yaza girerdi Bizim eve meyve Kağnılar geçerdi gece boyu Şavşat’tan Ardahan’a doğru meyve taşırlardı Elma , armut Bıçak atardı çuvallara Kurt Abdo’nun* oğlu Meyve toplardık sabahları... Bir gün Bir lahana geldi Bizim eve azar , azar verdi babaannem Tadımlık Tattık... Halıya keserdi Ardahan ovası Turnalar inerdi ovaya leylekler Balığa çıkardık Kura nehrinde Düğünler kurulur Halaylar çekilirdi At koşturulur Kağnı gıcırtıları sarardı yayla yolunu Ben Koyun otlatırdım dağlarda Kuşburnu toplar Keçiboynuzu yerdim özeği * meşhurdur bizim oraların Kımısı* , atol’u* Kopuk* toplardı çocuklar çayırlardan... Dedem cami avlusunda yatar Yatırlar Ziyaretler Toplu mezarlar vardır... Orucu Ardahan’nın ışıklarıyla açar Karanlıktır Bizim oranın köyleri İnsan iskeletleriyle doludur küçük dağ Yel değirmenleri tarimar Kiliseler tarimar... Kotan* sürdüm Harman dövdüm Çatıktı kaşları babamın Korkardı herkes sinerdik Parmağımı kopardım bir gün ne çok korkmuştum babamdan Gizlenmiş saklanmıştım Bağırdı Çağırdı İspirto döktüler Çok canım yandı... Bir gün haber geldi Dayım ölmüş Bir araba çiğnemiş onu İstanbul’da Ne çok ağladı annem Samanlığa girer Hıçkıra hıçkıra ağlardı Günlerce ağladı Korkardı babamdan Ağlardı gizli , gizli... Babam at sırtında kaçırmış annemi Annem Ağa kızı olduğunu söylerdi hep Hizmetkarlar dolaşırmış evlerinde... Toprak damlıdır Bizim evlerimiz Çamurla sıvanır duvarlarımız Suyu çaydan doldururduk Kışlıklar hazırlanırdı anbarlarda Kadınlarımız tezeğe çıkardı Kalak * kurar Harman yığardı Güz geldi mi Kesilir kazlar Yığılırdı otlar , samanlar Bir yamandır Bizim oranın insanları Hep taze gelindir Kadınları Kızları... Sattık savdık Yüklendik Kars’a doğru Azar azar kayboldu Ardahan ovası Turnalar uçtu üstümüzde Çam ormanlarından geçtik Digor’dan Susuz’dan Sonra Posta treni Üç günde geldik İstanbul’a Erzurum , Erzincan Ağır , ağır çıktık Elmadağ yokuşunu Haydarpaşa garı Yardı denizleri Yolcu vapuru Sirkeci’deyiz Haznedar’a yerleştik Dometes, peynir yerdik Şeherli olmuştuk Şeher ekmeği yiyor Şeher suyu içiyorduk... Annem Ev işlerine gidiyor Babamız işsiz sıkıntılı İnsan kıyamıyor annesine Ne çok feryat ettim Ne çok ağladım Gece Rüyalarıma girdi Koşup oynadığım yerler Benim köyümde Benim dağlarımda... Bir gün Ablan kaçmış dediler Koca bir taş düştü evin başına Nasılda ağlaştık Babam kızdı , bağırdı Aracılar geldi Aracılar gitti Evlendi sonunda Bir kızı oldu Geri geldi bir gün kaçarcasına Yüzü gözü dağılmış Utanır saklardı Ağlaştılar annemle Babam Karakola gitti Ablam Arada bir çıkıp bakardı Kızımı göreyim diye Barıştılar Çocuğum var diyordu Evine gitti yeniden... Ben cam toplardım Gazete satardım dördüncü sınıftaydım Tembel diye tartakladı Levha astı üstüme bir bayan öğretmen Nasılda utandım Şiveme taktı Üstüme başıma Kirliymiş yakalığım horladı Ağladım beşi bitirdiğimde... Çalıştım Kah orda Kah burda Oyuncak sattım ağabeyimle Niyet çektirdim Ne uçurtma uçurttum Ne misket oynadım Ben radyoyu bile görmedim Duydum Bir adam konuşurmuş içinde İşte böyle geçti Benim ÇOCUKLUĞUM... Alper Kar Geven* : dağlarda yetişen üstü dikenli kökü odunumsu yakacak olarak sökülen bir bitki Koruk* : tarla bekçiliği Kurt Abdo* : Kurtları inine kadar takip edip tuzaklar kurarak avlayan kişi halen hayatta Özek* : yazın ovada yetişen tatlımsı bir bitki Kımı* : yazın ovada yetişen mayhoş bir kök bitkisi Kopuk *: çayırlarda yerden bıçakla çıkarılan turpumsu bir kök bitkisi Atol* : Tarlalarda yetişen yer elmasına benzer kök bitkisi Kalak * : tezek yığınlarına verilen ad Kotan* : öküzle sürülen tarlayı süren alete verilen ad Ve gaz lambasıydı yaktığımız. sonradan elektrik gelmiş hatta il olmuş şu bizim kaza... |