ŞATO VE GECE
Mavi akım projesindeyim güneşim hercai
tütsülenmişim sabahın 4nden akşama değin komşum ince bulgur istedi taşınamaz yürüyen köşkleriyle hiyegrolif şehir pierce takan gençleriyle park alanları öyle cansız daha ne kadar direneceğim bu itibarsız düşlere kansız kazandığım zafer bir resmi geçittir benden sonrası ömrüm güllerimi unuttum trahom hastalarında zamanlar harcayan bilge kutsallığımda sesini isteyen izleyen tanımsız gençliğini dönen koltukta yaylım ateşte yolları tıkalı bir ödevdir üzerime salınan ölüm bu kadar kutsal iken yaşam neden dağlar zaytıf bedenimi bedeli mi yanlış ve kayıpların üzerime geldiği serin karanlık tanımakta zorluk çektiğim tüm anlar tavizsiz bir tırmanıştır nankör gece. Elbette durur saat varsa eğer yüzünde pişmanlık terennümleri damarlarında gezerken acı toynakları yüzyılın en iğrenç büyücüdür kapıda hayal kırıklığı seni beni herkesi şaşırtır gülümü koparmışlar amaçsızca saldırıdır yeldeğirmenlerine ruhumun o zaman saatleri ayarlamalı en uyunmaz zamanlarına zifiri gecenin. Çünkü tüm şato ayakta bekliyor geleceğimin suç kaçkınları tüneller boşluğunda kafaya taktıkları benim yazgım durmasın o zaman içimdeki yangın susmayacaksa ruhumun çingeneleri hasta atları ile birlikte kaçıp gitmeli şehirden ve şatoları birlikte götürmeli yeniden. FARUK TABAK. |