Bir Fincan KahveŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiir lüks yerlerde yapılan ve altın yaldızlı fincanlarda içilen kahve için yazılmadı. Hani eskiden mütevazı mekanlarda dedelerimiz bir misafiri geldiği zaman veya diğer zamanlarda ispirto ocağında kahve yapar, höpürdeterek içerlerdi. Bizde onların zevkle seyrederdik ya ondan mülhem kaleme alındı. Böyle biline… “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var.”sözündeki kırk yıl da bizim bildiğimiz kırk yıl değil. Bir ömür, yani ölünceye kadar unutulmaz o ikram ve sohbet.
Bir ispirto ocağı bir bakır cezvedir hacet.
Otağ olur fincan kahveye asalete davet. Sarar ortalığı kahvenin nefis kokusu. Su kahveyle buluşunca zuhur eder saffet. Fincanın içinden gülümser esmer güzeli. Keyfin elini tutar kahvenin narin eli. Böyle bir güzeli sardığı için meftundur su. Bir fincan köpüklü kahvedir huzurun eli. Tadıyla kokusu hoş bir efsane ıtırı. Hatır için namedir yazılan her satırı. Gönülleri mesrur eder efsunlu buğusu. Bu yüzden mi acep olması kırk yıl hatırı. Sadesi, şekerlisi, ortası nam yapmıştır. Dost dosta ikram eder de dostluğu yaşatır. Yanında mutlak sunulur bir bardak aziz su. Eskiden beri onunla anılmıştır hatır. Ankara,04.10.İ.K |