TELEVOLE KIZLARIYürürken sanırsın sürmeli keklik, Gavur parasıyla etmez bir teklik. Davranışı, hareketi köteklik, Bu zamanın televole kızları… Seller gibi boz bulanık akarlar, Salınırlar, sağa-sola bakarlar. Beş parmağa altı yüzük takarlar, Bu zamanın televole kızları… Evde anasıyla açar arayı, Dostu ile mekan tutar sarayı. Döviz harcar, bilmez yerli parayı, Bu zamanın televole kızları… Devir dönmüş, unutmuşlar amanı, Boş işlerle geçirirler zamanı. Ayırt edemezler sapla samanı, Bu zamanın televole kızları… Kabuk bağlayınca eyolmaz yara, Gün aşırı gider diskotek-bara. Sağamaz ineği, gitmez davara; Bu zamanın televole kızları… Sözüm duysa beni dağdan aşırır, Evden çıkar doğru yolu şaşırır. Peyniri çalamaz, sütü taşırır; Bu zamanın televole kızları… Kirpiğini, kaşlarını aldırır. Yırtmaç giyer, eteğini kaldırır. Geri döner, bakanlara saldırır; Bu zamanın televole kızları… Partnerlere öptürürler elini, Zenginlere dayayınca belini; Kandırırlar, senin- benim gelini; Bu zamanın televole kızları… Moda diye bellerini açarlar, Sağa-sola gülücükler saçarlar. Artist olmak için evden kaçarlar, Bu zamanın televole kızları… Çiçek dikmez, menekşeyi soldurur; Saki olur kadehleri doldurur. Evde anasına ayrık yoldurur, Bu zamanın televole kızları… Kaş-göz eder isen yada- yabana, Komşuları çok görürler babana. Şiir yazdım diye kızarlar bana, Bu zamanın televole kızları… Saksıya kırmızı karanfil eker, Eli telefonda, gözü yol çeker. Helvaya tuz atar, mantıya şeker; Bu zamanın televole kızları… Güvenilse söylediği sözüne, Rimel değil sürme çekse gözüne. Kul Bahri`yim, geri dönse özüne, Bu zamanın televole kızları… |