Çocukluğumu ÖzledimÇocuk olmak var ya, özledim ben çocukluğumu Petek çiçeklerine konan arıları özledim Sokaklarda çığlık atan çocukları özledim Bedenimde ki beyaz ışıkla oyunlar oynamayı özledim Beş taş oynamayı, ağaçlara tırmanmayı Bulutları şekillendirip masallar anlatmayı kendime Ben dut ağacını özledim Kaldırımlarda yalın ayak koşturmayı Gazoz kapaklarını özledim ben Çocukluğumun kokusunu, sevginin gücünü Sokaklarda kaybolmayı, kavgalarımızı, kahkahalarımızı Bir de bebeğim Fatoş’u özledim ben Fatoş’un kirlettiği kıyafetleri yıkamayı Aseton şişesinden biberonla, ona çaylı bisküvi yedirmeyi Çocukluğumu özledim özledim Bu gün çocuk olup, yıldızlarla dans etmeyi özledim Yağmur yağınca gökyüzündekilerin Evlerini yıkadıklarını düşünmeyi özledim Özledim saflığı, temizliği, doğallığı Yalansız, sevgi dolu, gülen insanları özledim Güvenmeyi özledim Hikâyeler yarattığımız, eski evleri korkuyla gezmeyi Saklambaç oynamayı yaz akşamlarında Bahçeli evimizi özledim Bu gün çocuk olmayı özledim... |
Mavi beyaz gömleğim vardı, bayramlık, seyranlık.
Birde deri ayakkabılarım vardı, kan kırmızı
Gezmeyi çok severdim.
Babam elimden tutar dolaşırdık, özgürce
Orası benim burası senin akşam ederdik
Balıkçı Yusuf amcadan kefali sırtladık mı tutardık evin yolunu
Evde bir telaş başlardı akşam vakti, dillere destan
Nenem hazır kıta beklerdi, sofrada eksik olursa kıyamet koparırdı
Başköşede yerim hazırdı, yasak bölge misali
Bir başka değerim vardı
Ağzımdan çıkan emirdi, vur batlasın çal oynasın
Şimdi ne mavi beyaz gömleğim var, nede balıkçı Yusuf amca
Yok, artık nenemin hazır kıta bekleyişleri
Ne güzel günlerdi çocukluğum
Arkadaşlarla oyunu çok severdim, sokak aralarında.
Anam despottu. İzin almak deveye hendek atlatmaya benzerdi
Biz yolunu bulur çözerdik bağımızı sokaklara
Dolaşırken arka mahallenin bahçelerinde
Karabasan gibi çökerdik mahalleye
İncir ağaçları bıkmıştı çomaklarımızdan, bir de evin pamuk kedisi
Bakkal Nihat amca kapıda nöbet tutar, bağırmaktan halsiz düşerdi
Bizsiz bir gün ona bayramdı.
Kavrulmuş un çubukları, birde elma şekerlerinin abonesiydik
Gazozcu geçerken evimizin önünden, alırdık günlük nafakamızı
Ulan ne çocuklardık biz o zamanlar
Şimdi ne incir ağacımız var, ne de bakkal Nihat amca
Gazozcunun adı kaldı
Onların yerini beton yığınları ve dev marketler aldı
Ne güzel günlerdi çocukluğum.
Fikret malkoç