YAZ DÜĞÜNÜ
Bir çizgiyi bölersin
Her gece hiç usanmadan Bir yaz düğünü başlar kuşlukta Su akar Su sızar Su damlar Kaynaktan Vadilere ve ovalara Sıkışır Kıvranır Sancılanır öpüşler Bilinmezken Bilinir sırlar Küplerden çanaklara Tam yedi renk şarap Akar coşkuyla Gelin çözülür Utanır Sıkılır Kınalar yakılır Dualarla Bir ince saz gelir odalara Boşluklardan Gökten yıldızlar iner Topuz topuz Dizilir mahçup kuşlar Tellerin üstüne Bir daha Bir daha bağırır sığırtmaçlar Yeter diye söylenir Zümrüd-ü Anka Bir destan yazılır Kopuzun tellerinde Aşık mahzunlaşır Meltemler ısırır duyguları Zakkum tarlalarında Yağmur bayramlarından Bulgurla yağ toplarken Hüzün gelir sonra Mazi gelir gider Rakı kadehlerinde / yıl yıl / mevsim mevsim Şekilsiz eğri büğrüdür çizgiler artık Benzemezler hiç bir şeye Hayaller tükenir Düğünler biter Gerçek gelir oturur Gözlerinin pay-ı tahtına Öyle yalın ve acımasızdır ki Uyanırsın uykudan Benim uykumdan Kilometrelerce uzakta Çizgileri bölemezsin Böldüklerin birleşir Çaresizlikten susarsın Akma Akma bre Savran ırmağı Akıpta beni Çaresizliğe sokma Bi dur Bi dinlen düşlerimde Yaz düğünleri kadar Kınalıdır hayellerim Ve yaz gelinleri kadar Ağlamaklıdır kaderim Ekin boy versin Başak koyversin kendini topraktan Suyun Gözlerimdeki suyla birleşip Ay versin karanlığa Güneş bizi hiç kıskanmasın bir daha Ben güneşe vurgunum... |
güzel bir serbest çalışmaydı
kutlarım yazan yüreği
swelamlar