TANIDIM USTAMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Değerli Hemşehrim İmsak Kılıç’ın ’Beni Tanıyamazsın’ Şiirine nazire olarak yazılmıştır.
Haziran ayında serin yaylaya Gitmemişsen beni tanıyamazsın Yeşil yamaçlarda mor koyunları Gütmemişsen beni tanıyamazsın Gezdinmi dağlarda sen koşa koşa Arkadaş oldunmu sen karabaşa Çobanlık yaparken yosunlu taşa Yatmamışsan beni tanıyamazsın Un kattınmı danaların suyuna Açtınmı kişkari boylu boyuna Körpe kuzuları sütlü koyuna Katmamışsan beni tanıyamazsın Ben köylüyüm bayım köylü çocuğu Hem çırayı gördüm hemde ocağı Kazmayı, küreği, balta, nacağı Tutmamışsan beni tanıyamazsın Her yerde bulunmaz düzlük arazi Daha söylediğim sözün birazı Ardahanda armut ile kirazı Satmamışsan beni tanıyamazsın Hiç çayır biçtinmi eğri orakla Hiç yün taradınmı demir tarakla Ahırın ardını tahta kürekle Atmamışsan beni tanıyamazsın Tosunları çağırdınmı hamura Otlatırken tutuldunmu yağmura Onlarla beraber sende çamura Batmamışsan beni tanıyamazsın Yedinmi Çemenli ayran aşını Çektinmi parmakla sütün başını Dönsün diye değirmenin taşını İtmemişsen beni tanıyamazsın Peynir kaldırdınmı bakır kazanda Torbasına taş koyupta süzende Boy atan yoncaya çeper düzende Çatmamışsan beni tanıyamazsın Küçük düzdür çobanların durağı Mayısta başlardı koyün koruğu Taşlı yolda günde bir çift çarığı Yırtmamışsan beni tanıyamazsın Balın güvecine kapak ararken Ambarda peynire tabak ararken Mısır tarlasında kabak ararken Yitmemişsen beni tanıyamazsın Okşadınmı yağız atın yüzünü Koşturdunmu köyün geniş düzünü Yeşil soğan ile dut pekmezini Tatmamışsan beni tanıyamazsın GÜMANİ bitirdi burda sözünü Köy hasreti fena yaktı özünü Tığı savuranda harman tozunu Yutmamışsan beni tanıyamazsın İmsak KILIÇ
TANIDIM USTAM
Haziran ayında Taşlı Yayla’ya Giderken gördüm detanıdım ustam Danaları Alkınal’ın Bayrı’nda Güderken gördüm de tanıdım ustam Çocukken gezmiştim hem koşa koşa Arkadaş olmuştum o Karabaş’a Kınasına banıp yosunlu taşa Yatarken gördüm de tanıdım ustam Unum azdı, kepek kattım suyuna Çiçkârda dalmıştım ben de oyuna Körpe kuzuları sütlü koyuna Katarken gördüm de tanıdım ustam Fatma, Veliköy’ün yetim çocuğu Çırayla yakardım koca ocağı Nekeri keserken balta nacağı Tutarken gördüm de tanıdım ustam Tosunları çağırmadım hamura Doyururken tutulmuştum yağmura Dizlerime kadar her gün çamura Batarken gördüm de tanıdım ustam Yoktur Şavşat’ımda düzlük arazi Söz biter mi? Geri kalsın birazı Peynir için Ardahan’da kirazı Satarken gördüm de tanıdım ustam Arpayı biçerdim eğri orakla Yünü de taradım demir tarakla Ahırın ardını tahta kürekle Atarken gördüm de tanıdım ustam Balın güvecine kapak ararken Ambarda peynire tabak ararken Lazut tarlasında kabak ararken Yiterken gördüm de tanıdım ustam Sevgi ile yağız atın yüzünü Okşadım, koşturdum köyün düzünü Yeşil soğan ile dut pekmezini Tadarken gördüm de tanıdım ustam Çok severim cadı-ayran aşını Çekerdim parmakla sütün başını Çolo’daki değirmenin taşını İterken gördüm de tanıdım ustam Gümani Usta’ya Biber’den selâm Feyz aldım şiirden, yazarken kelâm Harman tozunun da kurbanı olam Yutarken gördüm de tanıdım ustam Çiçkâr: Bahçe ve tarlaları çeviren çitlerden bırakılan kapı Neker: Meşe ve benzeri ağaçların yaprağı ve ince dalı Lazut: Mısır Cadı: Mısır ekmeği Çolo: Yer adı Ambar: Kiler 22 Eylül 09 Fatma Biber DOSTLARDAN DİZELER: Gönlüm orda ama, döndüm ardımı Özledim Şavşat’ı, övdüm yurdumu Şehir ortamında, artan derdimi Satarken gördüm de tanıdım, ustam ......Necati Ocakcı Daha dün geçmiştim saydığın yerden Anlatırım sana sorarsan nerden? Bilmem merhemmidir özlemen, derden Sılanı çok güzel yad ettin bacım Taşlı yayla, yukarısı cin dağı Çıkarken kalmazdı sami sambağı Karabaş meskeni yaylanın mağı İnce dereye de çok gittin bacım.......M.Sıddık Alagöz ŞİİR Mİ OKUDUM YOKSA DERYA MI ? GÜZELLİK KAPLADI BENDE HER YANI GÖZLERİMDE BİRDEN CAN ARDAHAN’I TÜTERKEN GÖRDÜM DE TANIDIM USTAM .......OKTAY ZERRİN SIĞIR KEŞİĞİNDE KÜÇÜKTÜM ZAYIF O ISSIZ DAĞLARDA ETMEZDİM HAYIF BİR ÇAMIN ALTINA UZANIP KEYİF ÇATARKEN GÖRDÜM DE TANIDIM USTAM .....BAYRAM ALİ BÜLBÜL |