DÜNYA ANNELERİ
Dünya Anneleri
Bu gün yine senin gününmüş anam Anneler günüymüş… Annesi olan herkeste, Herkeste bir telaş, bir telaş Koşuşturma var ki deme gitsin. Herkes bir şeyler yapıyor ki Anneler gününe yetişsin… Kimi annesinin en sevdiği şeyi Almak için koşuşturuyor en güzel hediyeyi… Neler mi inanamazsın, Kimi çorap alıyor, kimisi eşarp Kimisi makyaj seti, Kimisi buluyor yıllanmış şarap… Bir de adet miş aldığı şeyi, Göstermiyor kimseye son ana kadar O son gün var ya Pazar sabahı, Hani o Mayısın ikinci haftası Sabahleyin kalkıp herkes yatarken Annesi uyanmışsa, Hediye verecek, El öpecek Sarılacak, Kucaklaşacak, Belki de annesinin yaşlarına Göz yaşları karışacak… Uyanmamışsa annesi Sönmeyecek hevesi Bekleyecek… O gün annesini hiç üzmeyecek, O gün anne bir melek, Kendisi çiçek… O gün öyle geçecek… Akşam olacak, Herkes yatacak, Şafak sökecek Güneş doğacak Doğacak doğmasına da, Şimdi ne olacak… Bitti mi anneler günü, Hediyeler verildi mi annelere Ne sevinçli günler, Nasıl bir yaşam vaat edildi annelere… İçtiği o yıllanmış şarap Hayat gibi yıllanmışmıydı Dünya yine dönüyor muydu Saatler geçmiyor, Zaman akmıyor muydu , Peki herkes bu olaya öylece bakmıyor muydu… Ya benim gördüğüm hastanede Kim bilir kaçıncı çoğununa gebe Yüzünde acımasız hayat çizgisi Kapkara yazgısı Kucağında emziklisi… Ya gördüğüm semt pazarlarında En sona kalıp hava kararınca Sırtına bağladığı ufacık çocukla Ve yanında gezen şu boncuk gözlü çocukla Adeta hücum eden Pazar artıklarına… Veya sabahın köründe Kalkıp hizmet eden erine, Kahvaltısını hazırlayıp çocuklarına Hiç yüksünmeden giden Bahçeye, tarlaya Ve çalışan ölesiye… Süt zamanını geçirmeyerek yavrusunun Altını bile ihmal etmeyerek kuzusunun Tarlada çalışan ırgatların, Yemeğini hazırlayan… Doysun diye yavrularım, Çapa yapan, tarla sulayan… Daha şafak bile sökmeden, Kahvaltı bile etmeden, Uyuyan yavruyu kucağa alıp, Kreşe koşar adım bırakıp, Geç kalmamak için işine Veda bile edemeden eşine… Koşturarak, çalışan Hayatın her türlü derdiyle Adeta yarışan… Kendini yenileyen, Teknolojiyi kullanan Ve en önemlisi Kendini herkesten sakınan Bir taraftan ırzını Kocasının namusunu koruyan… Akşam çocuğunu dönüşte alıp, Evde tüm yorgunluğunun üstüne Yatırınca masal okuyan… Bu anneler ne yapacak, Nasıl açacak evladına, Nasıl açacak kucak… Fabrikada çalışan Ayşe, Nasıl çocuk doğuracak… Yemek pişiren Fatma Nasıl annelik yapacak… Bu dünya nereye gidiyor anne… Nereye gidiyor sence… Ben seni hatırlıyorum Hep güleç yüzünle Bana gösterdiğin o bitmez sevginle O “yavrum” deyişin var ya Öyle bir kazınmış ki beynime Hatırladığım an Sarhoş gibi oluyorum Gelemiyorum kendime Dünya anneleri bu kadar etkiliyormuş Anneler artık çoğunlukta Hep çalışıyormuş… Kimisi çocuğunu sırtına bağlayıp Elindeki sapan taşı ile Savaş veriyor Filistin de Kimisi çıkıyor sokaklara Bağırıyor “katil Amerika!” Kuzey Irakta… Kimisi bedeninde toplanan, Son birkaç damla sütü, Getirip göğsünün ucuna, Emziriyor çocuğuna, Afrika da… Donmaması için soğuktan kimi Sıcacık tutup ta hep içini Adeta kuruyor içine soba Basıyor sinesine yavruyu, Eksi bilmem kaçta… Hayalleri bile donuyor ama Dondurmuyor yavruyu Alaska da Sibirya da… Ne çileler çeken var annem… Hepsini sana dünyada söyleyemem Bunları hatırlattı bana, İlk hediyemi aldığım gün sana Nasıl gelmiştim yanına Ortak olmuştun heyecanıma Basmıştın beni bağrına Almıştın kucağına Minicik bir mendildi sana aldığım İçine bütün duygularımı sakladığım Son dolmuş parasını mendile verip Saatlerce eve gelmek için yürüdüğüm Hissettirmemek için yorulduğumu Karşında dimdik durduğum Anam… Şimdi sana verebilecek tek şey Sadece duam… Benim dualarımla İnşallah pir-nur olur öbür dünyan… Senin ellerine şimdi uzanamam Boynuna sarılamam Gözlerimden dökülen yaşlardan Boncuk dizeyim sana Dualarım yetmiyorsa Bende geleyim yanına… Göz yaşımdan ıslanan mendili Kessin diye hararetini Süremedim gül yüzüne Taktığın o gözlükleri Yük yapmasın diye Taktırmazdım ya gözüne Ne yapacağım biliyor musun, Hani o tüm içinde olan evlat sevgini İlmek-ilmek vererek Kazak örmüştün ya bana Özenerek… İşte o kazağımı sırtıma takıp Elime binlerce adresi alıp Dolduracağım kucağımı kırmızı gülle Hasretimi dindireceğim Öpeceğim o yüzlerce elle Gireceğim girebildiğim kadar gönüle Senin için gezmek istiyorum dünyaları Senin hatıran için seviyorum bütün anaları Ömrüm yetermi bilmem Bütün anaları gezmeye Ayaklarının altına toprak En sıcak günlerde gölge yapan yaprak Olmaya gideceğim… Sadece seni değil Tüm anneleri seveceğim Cennet bile serilmiş Ayaklarınızın altına Ne kadar ana var sa Kutlu olsun her günleri dünyada Sadece birgün değil Her günüm feda sana Bu sefer elimden gelen bu, Yine hediye alamadım Oturup şiir yazdım Gözümde canlanan tüm annelere Sadece sana değil Dünyadakilere… Hepsinin önünde Saygıyla eğiliyorum Ne kadar anne varsa Ellerinden öpüyorum… 12/05/2007 Necati ŞİMŞEK Ankara |
Yer kürenin neresinde yaşarsa yaşasın "anne" lik çok özel bir duygu.
Hatta tüm canlılar için böyle.
Şiirinizle çok güzel anlatılmış zaten bu dugu.
Tebrikler...