Eylülün soluğunda aşk dokunuşları
hazanın kokusu
sinmişken saçının herbir teline yaşanmamış arzuların şehveti delirirdi bir minik kor olup da düşerek yüreğime bir vuruşunda feleğin sinsi darbesiyle nasıl da dağılıp yok olduk iki su zerresi alemin içinde biliyor musun bazen dalıp gidiyorum ölen güneşe bakıp müstehzi turuncunun her alacasında paylaştığımız gizler yamaçlardan usulca ölüme topladığı etekleriyle umutlarımızın gölgesinde yok olan biz gibi tam da yakalamıştık mavi terleyen yaprakları bencilliğimizin solan hüznünde yakarırken ılık bir deli rüzgar okşamıştı tenlerimizi Eylülün soluğunda aşk dokunuşlarının izi bana bir sevda borcun oldu artık unutma silemediğim mühürlü yeminlerin adına seni halının altına süpürüverdiğin mavi boncuklarım kara bir gecenin yalazında çizmesin ellerini Mersaus 11/05/200….. |
silemediğim mühürlü yeminlerin adına seni
halının altına süpürüverdiğin mavi boncuklarım
kara bir gecenin yalazında çizmesin ellerini
....................Bana bir değil binlerce, milyonlarca ve sonsuz bir gönül borcu var gidenin.