CİNNET DEVRİYELERİ…pervasızca ulu orta baskınlarda cinnet devriyeleri gidip gelip yokluyorlar akıl hanemin köhne kapılarını taşlıyorlar perdesiz camlarını mesken tuttular haylidir harap gönül duvarlarımın ardını bekliyorlar duyuyorum fısıltılarını biliyorum pusuda namluları ve namlulara sürülmüş vedâ kurşunları biliyorum ki çıt çıkarsam gölgem de dahil delik deşik edecekler benden arta kalanları canım yanıyor söndürün çevremde yanan tüm isli çıraları tenimde kızıl kırbaç yaraları ve çürüttüğüm simsiyah bir sevdanın son mısraları ilişmeyin bırakın kalsın saçlarımda yetim rüzgarlarıyla son eylül harmanı gece ya da gündüz fark etmiyorsa artık vazgeçirememişse eğer hiçbir yenilgi akrebine aşık yelkovanımı anlayın ki faydasız bir defindir elde kalan yorulmayın ben çoktan gömdüm suretimin düştüğü aynada kırkı çıkmamış günahımı CEYDA GÖRK |