YÜREĞİM DAĞLARDA ÇIRPINIRistiflenmişse ekmek kaçmışsa bıçak kınından dal kırılır ağacına en kırılgan yerinden süsleyemem kaldırımları eskimiş pantolunumla insanlar akarken yorgunluklarına nehirlerin akışını tersine çeviremem mazgallara düşmüş bozuk paralar gibi kendi hapsimde harcanırım öksüzlüğümün aynasından küçük bir çocuk bakar ıslahında şehrin yaşlı yüzü kaldırımları kabusundan uyandıramam kendime suçlu kendime ihbar gecenin birinde pimini çeker karanlıklar bir bomba sesidir çığlığım dağılır yüreğimin dağlarına sesim ulaşır önce şehre kaldırımları suçlayamam ekmek istiflenmişken bıçak korkarken şahdamarımda kınından dal krıılır ağacına en kırılgan yerinden yüreğim dağlarda çırpınır... Ayşegül Gökdemir |
alnında bıçak saplı dururken nasıl güler insan acılara meydan okyr şu anda resim bir bıçak gibi girmiş
şiirinin alnına sağplanmış kalmış ne senin o bıçağı çıkarmaya gücün var ne de gülmeye
saçların bulutlara değmiş savrulurken savrulurken susuşların kanatların çarpmış mazgallara
bu ilk kanayışın değil oysa daha önce eylülllerle alıştırıldın prangalara idam sehpaları kuruldu
ekmek arabaklarını beklerdi çocuklığun ve abiler kovalardı çocukluğunu kaçardın sokaklardan
sevgiyle kal yine güzel bir resim güzel bir şiir daha ne denilir yüreğine sağlık şiir tadında kal