EYLÜL SOĞUĞU
Eylül soğuğu bu,
Yüreğimde gönül ezgileri Bir Eylül Sabahı bu, Geçmişin tozlu yolları çamurlu. Pencereler Kapılar çarpıyor Sancılı günlerden geriye tek bir umut kıvılcımı kalıyor Bir Eylül Sabahının hikâyesi bu. Yüreğimde beton yığınları Tuzla buz olmuş kalbimin kırık dökük yanları Gönderilen inançlara yenisini ekleyince Yas dolmuş tüm İstanbul! Zifiri karanlıklarda İnadına yüzüm apaydınlık Eylül soğuğunun yüzüme çarptığı anın hikâyesidir bu Sen hâlâ benimle,benimsin gökteki kelebek! Üşüyen, Sancıyan bedenime inat Sen hâlâ güzelsin... Seni istemezdim önceleri Lâkin şimdi öyle güzelsin ki! Tüm alevlerime inat Yüreğimin küllerini savur at Bir Eylül soğuğudur bu! Çarelerin dermanı kalmadı Hüzünlere kiralayacağım bir köşküm olmadı Ben hâlâ zamana inat Ben hâlâ umutlarımı yaşamla bir tutana kadar Yüreğimde martı, Yüreğimde kuş, Yüreğimde yalnızlığın sesleri... Sahi sende zamanı bekledin mi? Eylül’ün titrek sancısının gizemidir bu. Hiç korkma gökteki kelebek, Gel bu kez beraber yürüyelim bu yolu... Dilara AKSOY |