6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1705
Okunma
O yeşil tepede yalnız bir mezar vardı
Tek bir meşe ağacının olduğu o serin tepede
Yazın çevresini gelincikler sarar,
Kışın üzerine sessizce yağmurlar yağardı..
O karşıda duran yalnız ağaçlı tepenin
Ne zaman eteklerinden geçen yoldan gitsem
Hele yanımda var ise canım anneannem,
İçime derin bir hüzün akar/ ruhum coşardı..
Sonra bir gün öğrendim ki o yalnız tepede
Çok önceleri sefer eylemiş bir veli yatarmış
Gündüzleri inerek bir meczup gibi beldeye
Küçük kırıntı ekmek- yiyecekler toplarmış..
Gündüz topladığı küçük ekmek kırıntılarını
Koyarmış sessizce yuvalarına karıncaların
Sabahları gelen adı bilinmez o narin kuşların
Kanatlarına yazarmış kendi adlarını.
Sonra bir gün görülmüş bu velinin sır halleri
İfşa olmuş istemese de düşmüş dillere
Derler sabahleyin kendisini bekleyen bir poyrazın
Binerek sırtına,sırra gark olmuş ;gitmiş bilinmez ellere..
Muhabbeti düşmüş gönüllere..
Nice zaman sonra..
Kendisi gibi bir veli keşfedip mezar taşını
Başına dikmiş yalnız meşe ağacını
Bir pusula içine yazıp bilinmez hatırasını
Demiş burada yatan bir velidir; bilesiniz! ..
Şimdi gidenler görürler o yalnız ağaçlı tepede
Bir tek mezar vardır birde küçük mezar taşı
Çevresinde dolaşır akşamları bir deli poyraz
Seveni dost karıncalar ve görünmez can arkadaşı..
Ruhuna el -Fatiha - Karınca Dede Hazretleri..
M.Yiğit adına son şiirim..05/2002