Es bre deli rüzgârŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Menfes = Nefes yeri
Ma’kes = Aksedecek yer Sezâ = Layık Nev-res = Yeni biten Mahbes = Hapishane Ases = Osmanlılar zamanında gece bekçisi Nekes = Cimri Bi-kes = Kimsesiz Cedes = Mezar, kabir Es bre deli rüzgâr Çoktan kurudu menfes Ne diner bendeki hâr Ne sende kalır ma’kes Kökünden oldu çınar Yönü değişti pınar Seni başka kim anar Kaldı mı hâlâ nefes Çığlığın kime ceza Yetişir bunca ezâ Ezâ cezaya sezâ Can cânânında nev-res Yeter öfkeni bırak Matemde şimdi firâk Yakın uzaktan ırak Onu bekleyen mahbes Gitti gözlerin feri Kurudu gönül teri Güle çöktü zemheri Bülbül, başında ases Dursun saatler dursun Ya dursun ya kudursun Öfken yere otursun Dar geldi kalbe kafes Sükûta çöktü talan Gerçek ne varsa yalan Değişti eski plan Vefâ ahdinde nekes Hazâna döndü bölge Gölge peşinde gölge “Artık pes” dedi; bilge Yolcu yollarda bi-kes Değişti eski devrân Hüküm yitirdi ferman Dağlara kaçtı derman Eseceğin kadar es Boyun büktü Makberi Ne gelirse kaderi Ne iz kalsın ne yeri Önünü kesti cedes Makberi………..02/09/2009……21:15…İst not: Şiirin hikayesinde unutulan kelimelerin günümüzdeki mânâları var arzu eden arkadaşlar oradan bakabilirler |