ZAMANI BIRAKIP GİTMEK VARDI
KAFİYE OLSUN DİYE ŞİİRE
Zamanı bırakıp gitmek vardı, Eski bir piyanoda Eski bir film müziği çalarken, Ya da ne bileyim Işıklar sönerken henüz sokaklarda Zilleri çalıp kaçmak vardı ki daha Yapmamışken hiçbir çocukluğum bunu, Zilleri çalıp kaçmak vardı Hiçbir küfrü umursamadan. Zamanı bırakıp gitmek vardı, Bulutlar geliyordu Ve yeni bir yağmura gebeydi gök, Eski bir masalda rastlamıştım sana ‘bir varmış, bir yok muş’un ‘bir Varmışı’nı taşıyordun, Ellerinde güneş vardı Ve çocukluğum yeni kaçıyordu zil çalmalardan, Arkamda bol küfür, Yeni bir yağmura gebeydi gök Ve sen güneşini koruyordun, Şimdi ne zaman yağsa yağmur Güneşini düşünüyorum. Zamanı bırakıp gitmek vardı, En çok şarkı sözleri geliyor aklıma, Ne zamandır şarkılar ezberliyorum, Oysa her şarkıya takılmazdım ben, ‘ben seni el üstünde hatta baş üstünde’ Oysa başını feda etmemeli insan Ne taşıyorsa en çok orada taşıyor, Mırıldanışları hatırlıyorum. ( Zamanı bırakıp gitmek vardı, En çok şarkı sözleri geliyor aklıma, Ne zamandır Kürtçe şarkılar ezberliyorum, Ezê birevim herem evindarim, hoy hoy limin xeribi, Bir ağıttır düşüyor dilime ‘Lori lori’, ‘nevroz piroz be’ Halaya katılışını anımsıyorum Bir bar gecesi, Şimdi ne zaman Kürtçe bir şarkı dinlesem Sana hep halay başılık diliyorum. ) Zamanı bırakıp gitmek vardı, Uzak bir denizi düşünüyordum, Nedense hep ölüsü geliyor aklıma balıkların deniz diyince Zeytinyağına bulanmış palamut yada ızgarada sardalye, Martılar birde, aklıma martılar geliyor, Biraz çalıp maviliğinden suların Deniz kabukları içinde sana armağan ediyorum. Zamanı bırakıp gitmek vardı, Üç mevsim sığdı bir güne Hafif bir yağmur vardı önce bahardan kalma sanki Sonra rüzgar çıktı bir yaprağın düşüşünü gördüm, Dördüncü mevsimi aradım sonra, Güneşi avuçlarında buldum,sıcaktı. Zamanı bırakıp gitmek vardı, Saate bakmayı düşünmüyorum Sanırım baya geç Ve fazla açmışım galiba müziğin sesini Yan oda duvara vuruyor, Duvarların bir anlamı olmalı ‘duvarların dili olsa’ diyorlar, Ben duvarca biliyorum, İçinde duvar olan beş kelime geçti bu şiirde, Altıncısına farklı bir anlam katmalıyım Baştan başa cam ekliyorum duvarlarına İçerde ışık olmalı. Zamanı bırakıp gitmek vardı, Herkesin bir yel değirmeni var Herkes biraz Don Kişot Ama çoğunun bir Sanvho Panza’sı yok, Eşek etinden sucuklar var şimdi Bilseydi bunu Don Kişot Herhalde ağlardı, Eşek üstündeki şövalye, Gidilen yer midir önemli olan Gidilen yol mu, Hepsini boş vermeliyim, Bütün yel değirmenlerinde Zaferlerin olsun. Zamanı bırakıp gitmek vardı, Kaç zamandır şiir kusuyorum, Lanet olası teknoloji Tuşlara basmaktan kalem tutmayı unuttum, Belki de haklılar Kalem kılıçtan keskindir Nede olsa bütün savaşlar Bir imza ile bitiyor, İyi niyetli bir kalem diliyorum sana. Zamanı bırakıp gitmek vardı, Yeni bir yumruk geldi duvara Yada onun gibi bir şey Ki bu yedinci kullanılışı oldu bu kelimenin Kulaklık takmalıyım müzik için, Bilgisayarın saatine kaydı gözüm 04:08 Bu saatte tost mu yenir demişti bir çocuk annesine otobüste Ve ben bunu yazmıştım Bu saatte rakı mı içilir İçilir ki içiyorum Uykumu kaybettim hükümsüzdür Bu sefer güzel düşler dilemiyorum sana Onlar sadece düş Güzel gerçekler diliyorum. Zamanı bırakıp gitmek vardı, Hafta sonu sabahı, Yine baktım saate, Kulaklık baş ağrısı yaptı Ya da rakı her ne ise Bu iyiye işaret Birazdan uykum gelecek, Elleri yine boş olacak ama Yastığının altında Güzel bir gün bulmanı diliyorum. Zamanı bırakıp gitmek vardı, -di’li geçmiş zamanda yazınca daha bir güzel oluyor bu mısra Oysa başka hiçbir mısrası ile alakası yok şiirin, Aslında olması gerekiyordu ama bağlayamadım, Bıraktım öyle Kafiye gibi kalsın, -iyor zamanında güzelliklerin olmasını diliyorum Sadece hüzünler -di’li geçmiş kalsın. Zamanı bırakıp gitmek vardı, Elleri boş geldi yine Uyuyacağım. |