Elimden tut Ey Dost!!!:-(
(Can dostum İstanbul’a hâfızlık yapmaya gitti. Onun için yazdım.
İstanbul=34 Bu şiir=34 mısra) Sen gittin gideli hasretinden kalbime kor düştü. Tüm kolaylıklar sana düştü, bana ise zor düştü. Şu yüreğim zâlimlerin eline geçti, hor düştü. Sen gittin diye, ben biçâre dertlerle yaşıyorum. ___________İstanbul sana saray, buralar bana zindan düştü. ___________Değeri kalmadı hiçbir şeyin gözümden cihan düştü. ___________Kuruyan göz pınarlarımdan gözyaşı değil kan düştü. ___________Ya Rabbi! Bu dertleri kalbimde nasıl taşıyorum? Zihnime, yaşadığımız tatlı hatıralar düştü. Ey Can Dost! Sensiz şu koskoca alem bana dar düştü. Sensizliğin acısıyla tüm insanlar ağyâr düştü. Şu küçük kalp bunca derdi nasıl taşır şaşıyorum. ___________Sana boğazı seyretmek, bana ufka bakış düştü. ___________Sen gidince kalbime nefis düştü, gıllugış düştü. ___________Umut güneşim söndü ya, şu yüreğime kış düştü. ___________Giden baharlar geri gelsin artık, çok üşüyorum. Dost hasretiyle boğazdan can, gönülden cânan düştü. Hain dikenler sardı güllerimi, gülistan düştü. İstanbul’a sevinç, benim mekânıma hazan düştü. Elimden tut Ey Dost! Hasret ateşine düşüyorum. ___________Baharlar gidince, güneş dağların ardına düştü. ___________Dağ gibi büyük bir yük bu ACİZİN sırtına düştü. ___________Kalp herşeyi bıraktı, giden dostun virdine düştü. ___________Can dostum özledim seni, bak ben bile ağlıyorum. Maddemle mânâm birbirine karıştı, düzen düştü. Sen İstanbul ile derman buldun, derman benden düştü. Hasret kafeslerinde beklerken dostu, yâren düştü. Dostum gel artık feryâdımla kalpleri dağlıyorum. ___________Sensizlik zihnime zor bir sual, bir bilmece düştü. ___________Senli mısralarım kâğıtlara hece hece düştü. ___________Gittiğinden beri yalnızlık gönlüme ece düştü. ___________İşte bu şiiri de böyle acıyla bağlıyorum. GÖRDÜNÜZ İŞTE BUNCA DERT ŞU KÜÇÜCÜK KALBE DÜŞTÜ. BU ACİZ DE DERTLERİ İLE BAŞINIZA ÜŞÜŞTÜ. Mustafa ARSLAN [Acizim (Hisârî)] |