CELLATIM...Hey sen ordaki, benim cellatım… Beynime dayayıpta bir kurşunla yığsaydın ya yere… Keşke bir kerede öldürseydin ya beni… Şimdi binlerce mezar kazmazdım en azından… Sana isyanlarla yıkamazdım bedenimi… Kefenim ihanetinle sarılmazdı birer birer… Tabutumdan kan damlamazdı belkide… Ölümüme sebebim sendin selayı okuyansa ben… İhanetin hançeriyle vuruldum, bırakın gömülmeliyim… Direk cehenneme atın beni, sual bile sormayın… Ne olur bırakın olanları, bana o anı yaşatmayın… Ben senin yaktığın ateşlerde yandım ama umulmadan… Binbir ağıtlarla sonsuzluğa gömdüm kendimi... Kurumuş yapraklarla bezendi. her bir mezarım… Senin göz kırpmadan kıydığın, o eşşiz sevdama yanarım… İhanetini gömemedim yüreğime, ama bedenimi gömdüm… Sen biliyormusun, ben yaşayan ölüye döndüm... Hey sen, zalim, burası soğuk ve karanlık… Sayende taş kesti yüreğim, korkmuyor artık… Bedenime sensizlik eşlik ediyor, yanlızlığıma oluyor katık… Şimdi hangi yüzle karşıma çıkacaksın… Paramparça ettiğin bedenimin hangisini toplayacaksın… Kıydığın bedenimin hangisine ağıtlar yakacaksın... Sen yaşarken benim cellatım oldun, evet SEN… Hey görmesinler diye boşuna eğme kafanı… Herkese haykırıyorum cinayetini, aşka kıyışını… Seni vicdanının zindanlarına atıyorum… Sürgülüyorum kapılarını sonsuzluğa… Asıl sen her gün çürüyeceksin, bu zindanlarda… Her geçen gün, damla damla eriyeceksin… İçin için pişmanlıklarla savaşacaksın… Özlemim kavuracak, cehennemi arayacaksın… Kendi ihanetinle oynadığın oyunda malup olan sen olacaksın… Bu insafsızlığı ben, ne yazıkki senden öğrendim… EYY vefasız CELLATIM… ÖMÜR… |