sahan/Sevinçleri çalınmış, Sazdan suret bakışları Gözlerinden nazarları Emanet bırakmış./ Duvarları briketten kondunun Eşiğinde oturur Ayşe Sarı Kıvrık saçlı, Ekmeği ağzında çevrilir durur. Karabaş’ın kuyruğu oynar Yakında birkaç kuşa. Tarlaya giderken anasının Uyandırmak istemediği kuzusu Avluya atınca babası çalı çırpıyı Açar gözünü, Sofrada duran sahanın Dünden kalan ekmeğini Yumup ellerine Kapının aralığına koşar. Çatırdatır Bıyığı sakalında, güçlü kuvvetli babası Topladığı odunu, çalı çırpıyı, Anası iki büklüm gelse de Yakar kazanı Çorba kaynar. Ellerin nimete açılmasıyla Karabaş da Beklemeye başlar kapıyı… Topu topu iki mevsime bürünür rızık Kış uzun Bahar kısa. Yakacak lâzım soğuğa Ekmek lâzım sahana Un lâzım tel dolaba. Emek sildikçe alın terini Günlerin bitişine, Dualarla açılan sahanın kapağı Kapandıkça bin şükürle Karnı doyan Ayşe’yi gülücüğüyle, Bekler demir somyada döşeği Tatlı uykusu, bez bebeği Ertesi güne... Yiğit yürekler Keskin bakışlar Toprak ellerini kanatsa da Çıkarır, koyar ekmeği Sahana… Büyüteceği bebekleri için Ekmeğini yer çocuklar... ezgi ç. 17.07.2009 |