SİTEMKÂR...ey devrân-ı mükedder ne zaman ki örter gece yeryüzünü selviliklerde ninni olur toprağa karışmış nice sevdâlar ne zaman ki uzak seyyarelerde kandiller yanar ve solgun hüzmeleriyle kamer saçımı okşar işte o zaman lâcivert bir buluta düşer nikâhım gerdeğine girerim sermestliğin dönen seyyarelerle döner başım bir elim öbür elime dargın sağ gözümden sol gözüme sitemkâr’ım dost gitti gideli sinemden yadigâr kalsın diye cemâli şahittir kâinat kirpiğimi kırpmadım nefesimle harlanan bir hayâl-i fenerdir şimdi hayatım alazlanır da sema döner hatıralarım dost bunu bilmez geri dönmez postu öksüz kalır dergâhımın mürşid-i aşk’ın müride zulmettiği görülmüş müdür bilirim gelecektir sultanım ne gam hasret tak ettikçe canıma tutarım yüzüme sırsız bir ayna hayalinin durduğu arsız gözlerime bakarım ve öksüz kalan tanburu alıp dizime hem-dem ederim bestenigârı sabâ ile her gece ağlatırım ben de ağlarım ah...efendim kimseler bilmez gittin gideli sebeptir diye ayrılığa elim kaleme dudağım kelâma dargın sağ gözümden sol gözüme bir de sana sitemkâr’ım... CEYDA GÖRK___16ağustos2009/ist. |