DEPREM
Marmara çok mutlu gitti yatağa,
Bir Ağustos akşamı idi yazdan, Tan ağarmasını beklerken rüyalar, Aniden sarsıldı mekanı dünyalar... Saniyeler yarışıyordu peşpeşe, Korku başladı, gitti akşamdaki neşe, Çığlık atacak fırsat bile yoktu, Neticede toprak olan sayı pek çoktu... Gölcük atamaz oldu sevgi dolu öpücük, Kimsede hal kalmadı, yüzlerde yoktu gülücük, Vay anam feryatları yükseldi arşa, Tabiat sanki gaza basmıştı, eğilemedi marşa... Hazin bir tablo karıştı tüm sınırlara, Kavuşamaz oldu insanlar bezden çadırlara, Kendini boşverdi aradı en yakınlarını zat, Ölüm bir anlık cesetleri etmişti kat kat... Bu acı yetmezmiş gibi musallat oldu akbabalar, Evlat acısıyla kıvranırken ana ile babalar, Leş arayıp durdu, yeni yıkılmış taş yığınında, Ağıtlar yükseldi tekrar tekrar sağında... Tek yürek olduk naraları atıldı, Toplanan yardımlar bile depreme satıldı, Bir daha olmaz böyle afet, görülmemiş görüldü, Şimdi tüm acıların üsütne duygusuz duvarlar örüldü... Bugün yıldönümü kutlanıyor isyanlarla, İnsanlar medet umarak döküldü meydanlara, İcrarat isterim diye yükseldi yalavarışlar, Neticesi ile ders olur; belki duyulur bu yakarışlar... Geçmiş olsun yaşayanlara, Rahmet dilerim ötede yaşayanlara, Nur ile güneş birleşecek yarınlar için, Duyarlı yürekler ile yardım için yanından geçin... Ders alanlar ile verenler çok olur, İcraata gelince en babalar neden yok olur, Kardeş kardeşe eş değer Bu büyük acıları hep paylaşmaya değer... On yedi Ağustos Doksan Dokuz, Ne olur gelme biz evde yokuz, Anan babalar çekmesin evlat acısı, Kardeşlerin yıklımasın sevdiği bacısı... Gelme bir daha gelme; ey, doğal afet, Ancak debir alamalı müteahit saffet, İnsana insan gerek has olan yandan, Dua ediyoruz, yüce yaradana candan!.. |
hepsi ayrıldı sevdiklerinden kalmadı hiç bişey geride
bilselerdi yer sarsılacak karışacak gökyüzüne
elbetteki bir daha sarılırlardı sevdiklerine
adım hıdır elimden gelen budur
selam ve saygılar
hoş ve mutlu kalınız